22 Ocak 2009 Perşembe

Medya faşisti Işıklar, daha önce de kusmuş!

Tiyatro, pop ve bale...


Aykut Işıklar
26 Mart 2008


Başkanın açıklamasını bekleyemeyen muhallebici Son zamanlarda sanatçı kimliğinden daha çok muhallebici olarak ortalarda dolaşan Nedim Saban tiyatro salonlarının yenilenmesini, yıkılacak sanmış, bağırıp, çağırıyor.

Oysa bilmeden konuşacağına sayıları her gün artan tatlıcı dükkanlarınla ilgilense ya. Bak masaları ne kadar kirli... Ayrıca Nedim'in bu tatlıcı işi nereden geliyor? Onu da anlamış değilim. Kazandibi, keşkül, sütlaç gibi süt ürünlerinden yapılan tatlılar Osmanlı'dan kalmadır. Osmanlılar zamanında bu işi de Boşnaklar yapardı biliyorum ben. Keşkülün Saban'ın kökleri ile ne ilgisi var? Gayrımüslüm vatandaşlarımızın kazandibi sattığını ilk kez Nedim Saban'da görüyorum. Hoş Nedim aslını inkar eder. Yakında sütlaç ve kazandibinin ana vatanı Tel-Aviv ve Hayfa denilirse şaşırmayın. Yunanlılar'ın baklavaya bile sahiplenmesi gibi... Nedim şimdi bu yazdıklarıma da bozulacaktır.

Ben de üzgünüm. Perşembe sabahı Kadir Topbaş'ın basın açıklamasına kadar konuşmasa idi. Toplantı davetiyesinde bakın ne yazıyor; 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, 2010 Avrupa Kültür Başkenti sıfatına layık görülen kentimizi daha ileri bir noktaya taşımak amacıyla 2004 yılından bu güne yeni kültürel mekânlar açmak, mevcut sahneleri yenilemek ve İstanbul halkının tiyatroya olan ilgisini artırmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Bu vesileyle, yenilediğimiz Üsküdar Musahipzade, yenileyeceğimiz Beyoğlu ve Muhsin Ertuğrul Tiyatro sahnelerinin tanıtım toplantısında sizleri de aramızda görmek bizleri mutlu edecektir.' Nedim Perşembe sabahı benim yanımda stajyer muhabir olarak bu toplantıya gelebilir, her soruyu sorabilirdi. Harbiye Tiyatrosu yıkılacak mı, yoksa nasıl modernleşecek öğrense idi. Tabii kazandibi karıştırmayı ve bankalara para yatırmayı ertelemek de zor. Aaa şimdi aklıma geldi. Başkan da Saray Muhallebicisi'nin sahibi değil mi?

Demek Nedim'in ticari rakibi. Tiyatro salonları bahane imiş, iş muhallebici kavgası imiş. Başkan Topbaş beni ilgilendirmez ama Saray'ın çorbasına tavuklu pilavıma, her türlü yumurtasına ve tavuk göğsüne dil uzatanı çok fena yaparım. Hayatım onlarla birlikte geçti.

(...)

(Kaynak: Bugün)