İyi ki doğdun Nâzım!
Ustanın doğum günü her yılki gibi gerçek sevenleri tarafından kutlandı. Bir farkla, bu kez vatandaş olarak...
Büyük şair Nâzım Hikmet doğumunun 107. yılında Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde anıldı.
Önceki akşam gerçekleştirilen etkinliğe Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner, Güngör Gençay, Ahmed Ahmedov ve Tahir Şilkan konuşmacı olarak katıldı.
Oyun gösterileri ve Sadık Gürbüz dinletisinin de yer aldığı gecede konuşan Nâzım Hikmet’in ‘Vasiyet’ şiirinden bir bölüm okuyan Sennur Sezer, “Nâzım Hikmet’in bugünlerde sık sık gündeme gelen bu şiiri onun tükenmez umudunun ve direncinin bir simgesidir. Öldükten sonra herkes memleketinin toprağında dinlenmek ister elbette ama bu memleketin niteliği önemlidir” şeklinde konuştu. “Nâzım’ı çınar gölgelerine çağıranlar, bu hasreti dindiriyorlar mı?” şeklinde konuşan Sezer, “Nâzım’ın şiirlerindeki umut öğesinin hep emekçilerle direncin emekçi eylemleriyle dile gelmesi elbette bir rastlantı değildir. Onun dünya görüşünün bir parçasıdır” diyerek sözlerini tamamladı.
Gecede bir konuşma yapan Adnan Özyalçıner ise Nâzım Hikmet’in büyük bir şair olduğu kadar önemli bir yazar olduğunun da altını çizdi. Nâzım Hikmet’in romanlarından öykülerine, öykülerinden şiirlerine, biçim ve içerik açısından çok şey taşıdığını ifade eden Özyalçıner, Nâzım Hikmet’in çevirmenliğinin de unutulmaması gerektiğini söyledi. Nâzım Hikmet’in oyun yazarlığını hatırlatan Özyalçıner, “Onun tiyatro yazarlığı tiyatromuz açısından büyük önem taşır. Oyun yazarlığı, onun yazarlığını bütünleyen en önemli faktörlerden biridir” şeklinde konuştu. Nâzım Hikmet’in, sinema alanında da önemli eserler ürettiğini ifade eden Özyalçıner, “Nâzım Hikmet, emekçi sınıfının bir yazarı olarak özellikle toplumcu gerçekçi edebiyatın sanat yaşamımıza yerleşmesine önemli bir katkı sağlamıştır. Bunu yaparken hem kişi, hem düşünce olarak kavgasını sonuna kadar, hiçbir ödün vermeden sürdürmüştür. Özgürlüğü pahasına olsa da” dedi.
Gecede konuşan Güngör Gençay ise Nâzım Hikmet şiirinin onun siyasi mücadelesinden ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizdi. Nâzım Hikmet’in ideolojisi sebebiyle infaz edilmeye çalışıldığını söyleyen Gençay, “Nâzım Hikmet’i anlamak hem kolay hem de zor. Onu anlamak için biraz emek gerekir” şeklinde konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
***
Nâzım hep bu ülkenin yurttaşıydı
Geceye konuşmacı olarak katılan Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner ve Mehmet Esatoğlu’na Nâzım Hikmet’in vatandaşlığa geri alınmasına dair görüşlerini sorduk.
Sennur Sezer: Türkçe’nin en güzel şiirlerini yazmış bir şairi bu dilin konuşulduğu topraklardan atmaya ne kimsenin gücü yeter, ne de onu vatandaşlığa geri aldık diye çalım satmaya.
Adnan Özyalçıner: Nâzım Hikmet dilimizin yurttaşı ve vatandaşı. Her zaman öyleydi öyle de kalacak. Onu önce vatandaşlıktan alıp sonra da ona vatandaşlığını geri vermek kimsenin haddi değil.
Mehmet Esatoğlu: Dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye ile Nâzım’ın adı bir arada anılır. Önemli olan öldükten sonra değil yaşarken Nâzım’a sahip çıkmaktı. Nâzım şimdi aramızda değil. Nâzım tüm dünyanın yüreğinde yaşıyor. Onun vatandaşlığa falan ihtiyacı yok.
(Kaynak: Evrensel)