30 Ocak 2009 Cuma

Kapitalizmin iyi bir model olamayacağının ipuçlarını veren Gianina Carbunari, geçmişte ağır aksak işlemiş olsa da, sosyalizme özlem işareti gönderiyor

Ben, herhangi bir ülkeye gideceğim zaman, başat ölçütlerimden biri eğlenmektir. Hüzünlenmek değil. Bazen bu ölçüte uygun davranmadığım olabiliyor.

Bir dostumun davetlisi olarak Romanya'nın başkenti Bükreş'e gitmiştim. Beni davet eden kişi, yakın çevresinin Ricardo dediği Florin, kuyumculuk işiyle uğraşıyor. Üzerine sinen sosyalist ahlaktan arınmak istemeyen Ricardo, yoğun çalışmasının yanında, düşünmeye de zaman ayıran bir zat-ı muhterem.

Ricardo, elinin değdiği, gözünün gördüğü oranda, bana Bükreş'i gezdirdi. Her adımda büyük bir hüzün dalgasının hışmına uğradım. Yazmak yerine, resmettiğim Bükreş duygularım, şimdilik evimin ıssız duvarlarını süslüyor.

Özellikle, sosyalizmin simgesi bayrakların çöpe atılıp Avrupa Birliği bayraklarının dalgalanması, bende müthiş bir hüzün oluşturmuştu. Emperyalizmin zafer şarkılarının ritmini tutan bayraklar, bir teslim almışlık sarhoşluğuyla dalgalanıyorlardı.

Caddelerindeki büyük oyuklarla tezat oluşturan pahalı, çok pahalı ciplerin dansı, hüzün katsayımın artmasına neden olmuştu.

Neyse...

Bugün Zaman gazetesinde bir tiyatro haberi okudum ve hemen okurlarıma sunma gereksinimi duydum.

Ne diyor aşağıdaki röportajda Romen Carbunariu?


.........."Umarım sorunsuz bir dünya ileride olur; ama bundan pek ümidim yok. Özellikle bu son aylarda yaşanan sosyal, ekonomik ve politik olayları gördükçe buna çok uzak olduğumuzu düşünüyorum."


Okuyunuz. (HB)


Gençler, dünyadaki konumları için savaşmalı


"Yeni Metin Yeni Tiyatro" projesi kapsamında geçtiğimiz ay sıra dışı tiyatro yazarı Rodrigo Garcia'yı İstanbul'da tiyatro izleyicisiyle buluşturan "Ve Diğer Şeyler" topluluğu, bu kez de Romanyalı oyun yazarı Gianina Carbunariu'yu getirdi.

Romen Kültür Merkezi'nin katkılarıyla İstanbul'a gelen Carbunariu, eserlerinde toplum içi çatışma ve zıtlıklara sert bir dille dikkat çekiyor. Carbunariu, ilk kez geldiği İstanbul'da çarşamba günü GalataPerform'da gerçekleştirilen oyun yazarlığı atölyesinde yerli oyun yazarlarıyla bir araya geldi ve iki gün boyunca oyun yazarlarıyla çalıştı. Bugün saat 15.00'te ise Gianina Carbunariu'nun, "Kebap" adlı oyununun okuma tiyatrosu Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü Tiyatro Salonu'nda ücretsiz olarak seyredilebilecek.

Oyunlarını 25-30 yaş arası gençliğe yönelik yazan Carbunariu, kendisini tiyatro yazmaya ve yönetmeye iten temel sebebin, seyircilerin anlık tepkilerini görme isteği olduğunu söylüyor. Oyunlarında mağdur olmuş masum gençlik yerine, hayatları ve dünyadaki konumları için savaşan, mücadeleci gençlere yer veriyor. Kendisi için hiçbir şeyin siyah-beyaz olmadığını ifade ediyor Carbunariu. Yaşayan ve yaşadığının farkında olan karakterleri sevdiğini ekliyor ve bu kuşağın kendi derdini metaforsuz ve dolaysız anlatma isteğinin altını çiziyor.

Carbunariu'yu dinleyince, tiyatrocularımızın hep şikayet ettiği mekân sorununun sadece bize özgü olmadığını anlıyoruz. Yazar ve yönetmen olarak Romanya'daki tiyatroların durumundan hiç de memnun değil Carbunariu. Öyle ki ilk oyunlarından "Stop the Tempo"yu bir barda sadece el fenerleriyle sahneleyerek ülkesinin devlet desteğiyle oluşturulan merkeziyetçi tiyatro anlayışına cevap vermek istemiş. Oyunlarındaki sert dilin sebebini sorduğumuzda ise, yazarken özellikle radikal olmaya çalışmadığını söylüyor: "Oyuncularımla bize dokunan konuları seçmeye gayret ediyorum. Bizimle ilgili olan problemleri seçmeye çalışıyorum. Gördüğüm konular beni çok etkiliyor."

Carbunariu'nun dikkat çektiği bir başka konu da göç ve işsizlik... Öğrenciyken bu sorunu çok derinden yaşamış. Birçok arkadaşı iş için başka ülkelere giderken yaşadıklarını gözlemlemiş. Olup bitene daima eleştirel bakan Carbunariu, dünyanın geleceği için pek umutlu değil: "Umarım sorunsuz bir dünya ileride olur; ama bundan pek ümidim yok. Özellikle bu son aylarda yaşanan sosyal, ekonomik ve politik olayları gördükçe buna çok uzak olduğumuzu düşünüyorum."

(Kaynak: Zaman)