İki reklam arasını doldurup, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için üretilen televizyon dizileri, gencecik insanların ölümleriyle besleniyor. Daha çok "aldatma-aldatılma" haberleriyle gündem oluşturan dizi oyuncuları, sentetik yaşantılarının perde arkasındaki set işçilerini duyumsamıyorlar bile. Set işçileri, sadece terleriyle değil; kanlarıyla da, timsah gözyaşları dökenleri besliyorlar.
İnsan haklarına aykırı bir biçimde çalıştırılan set işçileri, köleci toplumun köleleri olarak görülüyorlar. Hiçbir söz ve eylem hakkı tanınmayan set işçileri, kapitalizmin yapay düşler oluşturan makinesindeki görevlerini sorgulamadıkça, star sistemi gemisindeki yolculuklarında, daha çok can verecekler.
Set işçileri, sendikal ve sınıfsal kavgalarını verebildiği oranda, televizyon kanallarının egemenliğine karşı donanım sahibi olabilecekler. Set işçilerinin yaşamsal sorunlarına timsah gözyaşları dökmenin ötesine geçmeyen, "dök içini rahatla seansı", hiç kimsenin rahatlamasına yaramayacak.
Milliyet gazetesindeki haber, set işçilerinin ölümü sonrası timsah gözyaşları dökenlerin mırıltılarıyla dolu. Okuyunuz. (HB)
90 dakikalık dizi’ler ölüme davetiye
İlknur Taş
Dizi sektörüne göre, iki kostüm asistanının çekimden dönerken trafik kazasında ölmesinin sebebi, çalışma saatleri nedeniyle oluşan yorgunluk
Geçen salı, Star TV’de yayımlanan “Son Bahar” dizisinin çekimlerinden dönerken Tülay Ergeldi (24) ve Zehra Sezgin (20) adlı iki kostüm asistanının trafik kazasında yaşamını yitirmesi, son iki yıldır dizi sektörünün bir numaralı konusu olan “90 dakika dizi olur mu?” tartışmasını yeniden gündeme getirdi.Konuyla ilgili açıklama yapan Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SİNEBİR), kazanın yoğun çalışma temposu ve uykusuzluk nedeniyle yaşandığına dikkat çekti. Beş günde, bir sinema filmi uzunluğunda dizi çekmek için set ekibinin günde 14 - 18 saat çalışmak zorunda kaldığını belirten SİNEBİR, açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
“Normal bir insan bu tempoyu kaldıramaz. Nitekim kaldıramadı. Ve işte sonuç. Bu uğurda hayatlarını yitirenler... Dizi filmler 80-90 dakika olmaya devam ettiği sürece, bu tür sonuçlar yaşanacaktır. Daha önce de kazalar, yaralanmalar ve ölümler yaşandı. Artık bu zulümler bitmelidir! Birileri daha çok kazansın diye, insan doğasına aykırı böyle bir çalışma temposuna şiddetle karşı çıkıyor, bizlerin de insanca yaşamaya hakkımız olduğunun bilinmesini istiyoruz.”“Son Bahar” dizisinin yapımcısı Gold Film’in sahibi Faruk Turgut da, dizi sürelerinden şikâyetçi olduklarını söyledi
Turgut, “Kanallar reklam gelirinden fedakârlık yapıp, dizilerin süresini kısaltmalı ama bu konuda büyük bir riyakârlık var. Meslek birlikleri açıklama yapıyor ama genel bir sendikal örgütlenme içine kimse girmiyor. O iki cenazede, benim dizi çalışanlarım dışında dizi sektöründen kimse yoktu, neredeydiler? Herkes 1.5 - 2 senedir konuşuyor ama kimse toplu grev yapıp, setlerde işi durdurmuyor. Grev yapsınlar, ilk desteği ben vereceğim” diye tepki gösterdi.
Yapımcı ve oyuncular ne diyor?
‘İnsanlık dışı’
Fatih Aksoy (Yapımcı - Medyapım Ortağı):
“Setlerde insanlık dışı çalışılıyor. Dizilerin 80-90 dakika yayınlanması, günde 18 saat çalışılmasına neden oluyor. Çalışanlar örgütlenmediği ve çalışma saati 12’ye indirilmediği sürece, bu tarz kazalar hep yaşanacaktır.”
‘Önüne geçilmeli’
Fadik Sevin Atasoy: “Kesinlikle sendikalaşıp bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Bunda yapımcıların da, oyuncuların da yapacağı bir şey yok. Kanalların bir önlem alması gerekiyor, çünkü güç onların elinde.”
‘Kazalar kaçınılmaz’
Tamer Karadağlı: “Oyunculardan çok set ekibi yoruluyor ve uykusuz kalıyor. 20 saat çalıştıktan sonra arabanıza atlayıp gidiyorsunuz. Başınıza her şey gelebilir. Bu şekilde devam ettiği sürece, bu tarz kazaların olması kaçınılmaz. Bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Kimsenin bu şartlarda çalışmıyorum deme gücü yok.”
Dizi süresi kısaltılsın
Vildan Atasever: “Biz oyuncular yine diğer set çalışanlarına göre rahatız; çalışmadığımız günler ve saatler oluyor. Ama ışıkçı, makyöz, sanat yönetmeni, yönetmen ve daha birçok kişi sabah gelip ertesi sabaha kadar çalışabiliyor. İnsanlar yoruluyor, uykusuz kalıyor ve performansları düşüyor. Kanalların reklamlardan fedakârlık yapıp, dizi sürelerini kısaltmaları gerekiyor.”
‘Birileri öncü olsun’
Deniz Çakır: “Set çalışanları haftanın altı günü durmadan dinlenmeden çalışıyor. Bu konuda, bu işte daha yetkin ve sektörde daha çok zaman geçirmiş, işin inceliklerini bilen birilerinin öncü olması gerekiyor. Biz gençler de onun arkasından gidelim.”
‘Rekabet hırsı’
Gökçe Bahadır: “Dizilerin bu kadar uzun olmasının nedeni, sadece reyting ve rekabet hırsı. Bu çalışma şartlarının en kısa sürede düzeltilmesi gerekiyor.”
(Kaynak: Milliyet)
***
Oyun'un notu: bakınız;
"Diziler kamyona çarptı; yada rekabet öldürür"