13 Eylül 2008 Cumartesi

Müthiş bir roman: Oblomov...

Hilmi Bulunmaz
13 Eylül 2008


Bugün bitirip kapağını kapattığım Oblomov romanı şöyle sona eriyor:


"Ştoltz sordu:
- Nasıl, bu dilencinin hikayesini dinledin mi?
- Bahsettiği İlya İliç kim?
- Oblomov, sana ondan çok bahsetmiştim.
- Evet, hatırladım; senin bir dostun, bir okul arkadaşın. Ne oldu?
- Öldü, hayatı yok yere harcandı gitti.
Ştoltz içini çekip biraz daldıktan sonra:
- Zekaca kimseden aşağı değildi, dedi. Tertemiz, billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları olan bir insandı. Ama hiçbir şey yapmadı.
- Niçin? Ne yüzden?
- Ne yüzden mi? Oblomovluk!
- Oblomovluk mu? O da ne demek?
- Biraz zihnimi, anılarımı toparlayayım da anlatayım; sen de yazarsın, belki birisinin işine yarar.
Ştoltz dostuna işte bu okuduğunuz hikayeyi anlattı." (sf. 618/619)


Ben okudum. Darısı sizin başınıza...

Bir kitap okuduğumda, özellikle bu kitap bir romansa, konusunu özetlemeyi sevmiyorum. Okuduğum yazınsal yapıtı beğendimse, mutlaka okurlarımın da okumasını salık veriyorum. Oblomov da sevdiğim, hem de çok sevdiğim bir roman. Mutlaka okumanızı öneririm...

Oblomov romanı için tek bir sözcük kullanmak zorunda kalsam, sözcüğün sağına soluna hiçbir sözcük katmadan ve sözcüğü tek başına bırakmak için, bir aşağıya inip, o sözcüğe ait tek bir paragraf tahsis etmem gerekir:

Müthiş

Müthiş sözcüğünü tek başına bırakmak için, sözcükten sonra nokta işareti bile kullanmaya cesaret edemeyip, yazım kurallarına aykırı davranmayı göze aldım...

Rus yazın sanatının ağır toplarından İvan Gonçarov, Oblomov romanıyla müthiş bir insanlık hali oluşturmuş. İnsanlığın tüm hallerinin özetini edebiyat prizmasından geçiren Gonçarov, o denli ileri gitmiş ki, Oblomov'u kendi ününün önüne koymuş...

Sıradan bir okur için, 619 sayfa olan Oblomov'u bir ayda bile okumak zor. Bu müthiş yapıtı, Gonçarov, sadece yirmi dokuz günde yazmış. Hem oylum olarak ve hem de derinlik olarak yaşamın; felsefe, psikoloji, sosyoloji, ekonomi... boyutlarını da kapsayan Oblomov, insanlığın üretim ilişkileri içerisinde nasıl biçimlendiğini anlatarak, gelecek kuşak yazarlarına ivme kazandırmış. Dostoyevski ve Çehov'un da yararlandığı Oblomov romanı, sadece Rus edebiyatına değil; tüm dünya edebiyatına önemli katkılar sunmuş bir yapıt...

Oblomov'u okuduktan sonra, bir eksikliğimi daha tamamladığım duygusuyla, yepyeni yazınsal denizlere açılma gereksinimi duyuyorum...

İnsan derisiyle kaplanmış bir roman havası veren Oblomov, aristokrasinin hızla çürüdüğünü anlatan örgüsüyle, yeni doğan burjuva toplum yapısının işaretlerini verirken, buzlar gerisinde gibi dursa da, Sovyetik düşünsel zenginliğin ipuçlarını da duyumsatıyor...

Yineliyorum; konusuna, karakterlerine, kurgusuna girmeyecek, sadece okumanızı, ama mutlaka okumanızı önereceğim...

Oblomov
Yazan: İvan Gonçarov
Çevirenler: Sabahattin Eyüpoğlu - Erol Güney
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Beşinci baskı: Temmuz 2007