Salvador Allende ve yoldaşı Pablo Neruda...
Yıl 1977 sonu yada 1978 başı olmalı. Aydın'ın Nazilli ilçesinden bir kızla tanışmıştım; evlenmeyi planlıyorduk. O Alevi, ben Sünni'ydim. Ailelerimiz öyle diyordu. Oysa o sosyalistti, ben de sosyalisttim. Anlaşamadığımız tek nokta: O, Sovyetler'in hala (1978'de bile) sosyalist olduğunu iddia eden İlerici Genç'ti; bense, Sovyetler'in sosyal emperyalizme dönüştüğünü iddia eden Halkın Yolu yolcusuydum. Herşeye karşın anlaşabiliyor, birbirimize "okuru olduğumuz dergiler"i armağan ediyorduk. Bir Nazilli dönüşü, elim kolum yayın dolu olarak otobüse bindiğimde, yanımda oturan iri kıyım biri, Cumhuriyet gazetesini rica etti, verdim, beş on dakika okuduktan sonra; "Aydınlık, Demokrat, Vatan... gazetelerini niye okuduğumu" sordu. Ben de sorusuna soruyla karşılık verdim: "Siz ne iş yapıyorsunuz?" İri kıyım, gözlüklü, entelektüel görünümlü kişi yanıtladı: "Eskişehir Vali yardımcısıyım." Hemen aklıma çantamdaki yayınlar geldi. Bir de, Mehmet Ali Yalçın'ın editörü olduğu "Sosyalist Kültür Ansiklopedisi" ve bu ansiklopedinin ilk sayısı olması nedeniyle "Allende, Salvador" maddesi. Salvador Allende'nin 11 Eylül Darbesi'yle öldürüldüğünün ayrıntısını henüz yeni okumuş ve canım bayağı sıkılmıştı. Şimdi yanıbaşımda bir vali yardımcısı oturuyor ve Cumhuriyet gazetesinin dışındakileri okumadığını belirten ekşi yüzüyle bana bakıyordu. 11 Eylül'den sonra, 12 Eylül gelebileceğini hiç düşünmeyen bizimkilerin (ben de içinde olmak üzere) iktidara yürüdüğü kanısı içerisindeydim. Yuva kurmanın arifesindeki mutlulukla, devrim yapmanın arifesindeki umut duygum çakışıyordu. Babası "Dede" olduğu için kızı vermediler, 11 Eylül'den yıllar sonra da olsa 12 Eylül geldiğinden devrim de yapamamıştık...
Ama olsun...
Aradan tam otuz yıl geçti ve bugün Özgür Tiyatro'dan bir e-posta geldi. Okurlarımıza sunuyoruz... (Hilmi Bulunmaz)
Bugün 23 Eylül 2008
Pablo Neruda'nın ölümünün (öldürülmesinin demeli; çünkü dostu Allande'nin katline dayanamadı) 35. yılı...
Şair ile Postacı oyunumuzun temel direği olan devrimci şair Pablo Neruda'yı saygıyla anıyoruz. Yolumuza ışık tutuyor...
Özgür Tiyatro
***
Buğdayın Türküsü
Halkım ben, parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kırmızı elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle.
Pablo Neruda
Çeviri: Hilmi Yavuz