Coşkun Büktel
20 Temmuz 2008
TAMAM, DÜRÜSTLERE İNANMIYORSUNUZ, PEKİ YALANCILARA İNANMAYA NE DERSİNİZ?!
Tuncer Cücenoğlu gibi "resmi yazarlar" dürüst Coşkun Büktel'in kanıtlı belgeli yazılarıyla (örneğin, "Çığ" yazısıyla) suçlandıklarında, Büktel'e inanmak istemeyen çevreler; herhalde, "yalan makinası" Mustafa Demirkanlı'nın aşağıya aktardığımız, kanıtsız / tanıksız / belgesiz dedikodularına inanmakta hiç zorlanmayacaklar.
Demirkanlı, "bir zamanlar", ("el ense" ilişkilere karşı olduğu "bir zamanlar") Cücenoğlu gibi "resmi yazarlar" hakkında, demiş ki:
(...) Şöyle geriye gidip, baktığımda şunu görüyorum. Son 3-4 yıla kadar Refik Erduran, Tuncer Cücenoğlu, Recep Bilginer gibi resmi yazarlar, iktidarla ilişkilerini kurmuş, Ankara koridorlarının yollarını ezberlemiş, bir çoğunun hâlâ “Koskoca Bakan” dediği siyasileri tanımış, deyim yerindeyse el ense olmuş bu zatlar ortalıkta dolaşırken, gammazladığı Genel Müdür’e, ‘sevgili dostum’ demekten çekinmeyen, çekinmenin ötesinde bir sakınca görmeyen bu zatlar karşısında, göreve gelen siyasiler de ortalıkta sürekli bunları gördüğü için, Türk tiyatrosunu bunların temsil ettiğini sandılar hep. Onların bir suçu yok. Kimsede bunlara dokunamadı, dokunmak istemedi, var olduğu sanılan sanal güçleri hep korkuttu insanları. Korkuttu çünkü, bunlar konuşmaya başlarken; “Yarın bakanla sabah kahvaltısı yapacağım, senin sorunları anlatırım, çözeriz”, “Ben Ankara’ya gidiyorum Bakan’a söylerim sizin tiyatroya özel önem verir.”, “Bakan yarın İstanbul’da olacak zamanı varsa mutlaka sizin oyuna getireceğim.” gibi cümlelerle durdurdular insanları, insanlar durmaya eğilimliydi çünkü. Ve korktular. Yıllarca. (...)
Demirkanlı yazısının tamamını okumak ve yazıyı "belge" olarak da görmek için...
TIKLAYINIZ