12 Eylül Faşizmi'yle yüzleşmek istemeyip hesaplaşma düşüncesinde olmayan egemenler, çeşitli sanal demokratik söylemlerle, Türkiye'de demokrasi yanılsaması oluşturuyorlar. Türkiye'nin sorunlarına Fransız kalan aydınlar, bu yanılsamayı yutuyorlar. Nedim Gürsel de bunlardan biri!...
Doğan Kitap'ın sıcak olanaklarına kavuştuğunda, demokrasinin varlığına inanmaya başlayan Nedim Gürsel, Allah'ın Kızları romanı soruşturmaya uğrayınca, ayaklarını yere bastı. Olaylara Fransız kaldığını algılayan Nedim Gürsel, önemli açıklamalarda bulundu...
Radikal gazetesinde okuduğumuz konuyla ilgili haberden; küçük bir bölüm sunup link veriyoruz:
Bırakın artık romanların peşini
(...)
...Türkiye’de bu konuda çok yol alındığını zannediyordum. ‘Uzun Sürmüş Bir Yaz’ adlı kitabım 159. maddeden yargılanmıştı. ‘İlk Kadın’ adlı romanım da 426. maddeden yargılanmıştı. Ama bütün bu davalardan aklandım. Aradan 28 yıl geçti. Kitaplarım çeşitli yabancı dillere çevrildi. Çeşitli vesilelerle Türkiye’de düşünce özgürlüğünün, yaratma özgürlüğünün sınırlarının genişlediğini, Türkiye’nin demokratikleştiğini hep söylüyordum. Şimdi kafamda bir soru işareti uyandı. Çünkü din de eleştirilebilir. Böyle bir özgürlüğümüz var. Teokratik bir devlette yaşamıyoruz, laik bir cumhuriyette yaşıyoruz. Ancak Allah’ın Kızları’nın amacı dini eleştirmek değildi.”
(...)
(Bakınız: Radikal)