Hela gibi çift "oo"lu tiyatrooyun.org (ve destekçileri), Burak Caney'den daha masum değildi.
Siz eğer Burak Caney değilseniz bile, onun kadar iftiracı, onun kadar kalleş, onun gibi yüzsüzdünüz! Burak Caney sizi, siz Burak Caney'i, "tesadüfen" bulmuş değildiniz. Siz Burak Caney'le "tencere kapak" gibiydiniz. Birbirinizi hak etmiştiniz.
Adı Hilmi Bulunmaz'ın sitesinden (tek "o"lu tiyatroyun.blogspot.com) çalınmış hela gibi çift "oo"lu tiyatrooyun.org adlı korsan site, sitenin bir tarihçesini yayınlamış...
(Söz konusu tarihçede, hela gibi çift "oo"lu siteyi kapatacaklarını söyledikleri için; tarihçenin, hela gibi çift "oo"lu sitedeki orijinal sayfasına değil, hilmibulunmaz.blogspot.com da, metnin aynen aktarıldığı sayfaya link veriyoruz; bakınız: TİYATROOYUN'UN TARİHÇESİ, ÖZELEŞTİRİ VE HORTLAYAN BURAK CANEY ÜZERİNE EDİTÖR LEVENT GÜLER YAZDI)
Ama yukarıda linkini verdiğimiz tarihçenin (biyografisi bulunmayan, ne idiği belirsiz) Levent Güler adlı(?) editörü, nedense, söz konusu tarihçede, kendilerinin yine Burak Caney gibi imzasız olarak (ya da "Beyaz Cephe" imzasıyla) ve haftalar boyunca, şu aşağıdaki çarpıcı başlıklarla yayınladıkları "büyük skandal"dan söz etmeyi unutmuş:
SKANDAL!: Sitemize Mafyatik Saldırı!
İnsan sitesinin tarihçesini yazmaya kalkar da, sitesine yönelik "mafyatik saldırı" içeren bu kadar önemli bir skandalı(!) unutabilir mi? Bu konuda haftalarca yayın yapıp Bulunmaz ve Büktel'i boşuna mı suçlamıştınız? Ne diyordunuz bu "büyük skandalla" ilgili olarak "Beyaz Cephe" imzasıyla yayınladığınız, Bulunmaz ve Büktel'e yönelik iftira metninizde:
"Tiyatro tarihi bu melanet kişileri tiyatroya mafya yöntemleri sokmakla anacaktır."
Bırakın tiyatro tarihini, kendi sitelerinin tarihi bile, sitelerine yönelik bu "büyük skandalı" artık anmıyor. Hani tarih bizi (Bulunmaz ve Büktel'i) tiyatroya o mafyatik yöntemleri sokmakla anacaktı! (Bu ne yaman çelişki anne?)
"Seviyesinden emin olduğumuz" diyerek, asıl kimliğini bildiklerini açıkça itiraf ettikleri Melih Tepeli (Burak Caney) bile, Büktel'e yönelik binlerce vıdı vıdı ve onlarca iftira içeren küçük bir kitap boyutundaki Büktel "incelemesinde"(!), bu büyük skandalı(!) anmak/hatırlamak istemiyor; bu "büyük skandaldan"(!) tek kelime olsun söz edemiyor. (Bana kimin seviyesinden "emin" olduğunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.)
Onlar her defasında kepaze olup, her defasında "sil baştan" diyerek, sanki herkes her şeyi unutmuş ve tüm alçaklıklar aklanıp tertemiz olmuş gibi, yeni takma isimler ve yeni iftiralarla karşımıza çıkmaya hazırlanıyor olabilirler. Ama biz (ister Burak Caney, ister tiyatrooyun, ister Beyaz Cephe, ister Melih Tepeli, ister Levent Güler imzasını kullanmış olsunlar) onların silmeye, unutturmaya çalıştıkları alçaklıkların unutulmasına asla izin vermeyeceğiz.
tiyatrooyun.org'un tarihçesini yazan Levent Güler, bir biyografisini yayınlayıp, gerçek bir imza olduğunu kanıtlarsa, kendisiyle önce konuşur, sonra da iddialarını satır satır cevaplarız. "Seviyesinden emin" olduğu Melih Tepeli'nin gerçek kimliğini ortaya çıkarıp kanıtlarsa, Melih Tepeli'nin de (kaybedecek prestiji bulunan hiç kimse tarafından itibar edilmemiş) tüm iddialarını yanıtlamaya hazırız. Ama yarasalar gibi karanlıkta kalmayı tercih ederlerse, insan içine çıkamayan (alnı açık olmayan) alçakları hiçbir namuslu insan kale almayacağı için, biz de onları kale almayız. Levent Güler takımı (eğer Burak Caney değilseler ve Burak Caney'in kirli mirasından kurtulmak iddiasında samimi iseler) bilmeliler ki:
Burak Caney'in en kirli mirası, yüzsüz ve kalleş olmasıdır. Burak Caney, mücadele ettiği insanlarla yüz yüze gelemeyecek ölçüde, bile bile, kasten, iftira eden bir korkaktır. Ne kadar iğrenç biçimde korkak olduğunun kendi de farkında olduğu için, korkaklığını örtbas etmeye her zaman ihtiyaç duymuş, bu amaçla çeşitli yöntemler uygulamış, takma isim ardına gizlenerek insanları suçlamanın ne kadar iğrenç bir davranış olduğunu gözlerden ve zihinlerden kaçırmaya çabalamıştır. Bu amaçla, kendi yazılarının altına başka takma adlarla yazdığı (veya yazdırdığı) yorumlarda, sanki takma isimle yazmak cesaret gerektirirmiş gibi, kendi cesaretini kendisi tebrik ederek, korkaklığıyla ilgili açığını örtbas etmeye çalışmıştır... En önemli handikapı olan bu açığını (korkaklığını)örtbas etmek için mahlas kavramını da "kullanmış" olan bu iğrenç herif, "Nâzım Hikmet de mahlas kullanırdı" diyerek, sapıklık ve alçaklığına mazeret üretmek için, devletin haksız baskısından ve takibatından kaçınabilmek ve hayatını sürdürebilmek gayesiyle gazete ve dergilere Orhan Selim, İbrahim Sabri, Ahmet Cevat gibi pek çok takma isimle yazılar yazmış ve film şirketlerinde senarist olarak, yönetmen olarak, dublajcı olarak takma isimle çalışmış olan Nâzım Hikmet'in hayat mücadelesini ve onurlu anısını kirletmekten bile kaçınmamıştır.
Levent Güler ve arkadaşları (eğer Burak Caney değilseler bile) Büktel ve Bulunmaz'a karşı (devlete değil, Büktel ve Bulunmaz'a karşı, hakikatten başka hiçbir güce sahip olmayan Büktel ve Bulunmaz adlı yapayalnız iki "bireye" karşı) Burak Caney gibi karanlıkta kalmayı tercih ettikleri sürece, Burak Caney'in kirli mirasından kurtulmak iddialarında asla başarılı ve inandırıcı olamayacaklar.
Aşağıda, onların "Beyaz Cephe" imzasıyla ve "mafyatik saldırı", "büyük skandal" yaygaralarıyla, hela gibi çift "oo"lu tiyatrooyun.org'ta yayınladıkları ve artık hatırlamaktan kaçındıkları iftira metinlerini ve bizim o metinlere verdiğimiz cevaplarla iftirayı nasıl söke söke itiraf ettirdiğimizi tüm belgeleriyle içeren sayfanın linkini sunuyoruz.
O sayfadaki yazıları okuyunca bir kez daha göreceksiniz ki, kendilerine "tiyatrooyun" ya da "Beyaz Cephe" diyenler ve tiyatrooyun.org'u şu ya da bu biçimde destekleyenler, Burak Caney'den daha masum ya da "daha az karanlık" değillerdi:
"MAFYATİK SALDIRI"(!)