4 Temmuz 2008 Cuma

Kültüre politik bakış...

Anayasa, Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası... gibi yasalara sıcak bakmıyoruz. Seçimlerde oy kullanmıyoruz. 12 Eylül Faşizmi tarafından namlunun ucuyla dayatılan Anayasa'ya "hayır" dedik. Seçimlere katılan hiçbir partiden umudumuz yok. TKP'ye sıcak bakmıyoruz. Her şeye karşın, kültürle politikayı bireşimleştirme çabası içerisinde olduklarından, TKP'nin haberini okurlarımıza sunuyoruz:


TKP Kültür Komisyonu Haziran raporu yayınlandı


TKP Kültür Komisyonu, Mart ayından itibaren medya ve kültür alanında 1 ay boyunca gericilik ve piyasacılık ekseninde yaşanan gelişmeleri rapor haline getirip www.ekinbildirgesi.com adresinde yayınlıyor. Komisyon’un yeni yayınlanan Haziran ayı raporunda, gelişmelerin “mevsim normallerinin üzerinde” olduğu vurgulanıyor.

Raporun bu ay dikkat çeken başlıkları arasında, İstanbul’daki konuşan kitap şenliğine şu şekilde yer veriliyor:

“Belediyelerin kültür etkinliklerinin yanı sıra, Çankaya tepelerinden ‘başbayan himayesinde’ gerçekleştirilen bir okuma etkinliği de İstanbul’daki reklam panolarında ve Doğan/Fethullah medya düopolünde geniş yer buldu. Osmanlı’ya dönüş özleminin ifadesi fotoğraflar ve yazılarla halkımız ‘Hayrünnisa hanımefendinin himayelerindeki, konuşan kitap şenliği’ne davet edildi. 21 hazirandaki açılışta bizzat ‘Hayrünnisa Hanımefendi’, geçtiğimiz ay kaybettiğimiz ve kitapları son yıllarda Akçağ, Ötüken gibi İslamcı ve milliyetçi yayınevlerinden çıkan Cengiz Aytmatov’dan pasajlar okudu. Taha Akyol gibi yazarların ‘hayranlıkla aktardıkları’ şenliğin diğer katılımcıları arasında, Hakan Şükür, Doğan Hızlan, Gülben Ergen, Kenan Işık, İlber Ortaylı, Emre Aköz ve Mustafa Erdoğan da var. Bu ‘okuyucular’ arasında Ahmet Telli’nin adının da geçmesi, akıllarda soru işaretleri doğurdu.”

Margarin lobisi her yerde

Komisyon’un birkaç aydır takip ettiği “margarin kampanyası” bu ayki rapora şöyle yansımış:

“Gericilikten piyasacılığın daha somut görünümlerine doğru yol alırsak; basında margarin yağcılığı devam etti. Nisan raporumuzda margarin üreticilerinin medyada büyük bir kampanya başlattıklarına, o doğrultuda yayımlanan reklamlara ve haber görünümlü reklamlara dikkat çekmiştik. Halk sağlığı zararına bu kampanyaya sol gazetelerin de alet edildiğini belirtmiş, söz konusu yayın organlarında bilimsel karşı görüşlere hiç değinilmediğini, gelişmeleri izleyeceğimizi söylemiştik. O zaman isim vermekten kaçınmıştık, şimdi artık zorunlu hale geldi. 22 haziranda Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu imzasıyla tam sayfa bir röportaj çıktı, karşı yönde tüm uyarılara, çırpınmalara rağmen. Yine haber görünümünde margarin reklamı yapılıyordu tek yanlı olarak. Aynı gazete, 3 nisanda da benzer bir büyük haber yapmış, gelen karşı görüşlere ise sayfalarında yer vermemişti. Halk sağlığının ve solculuğun margarin kadar ucuz olmaması gerektiğini değerli gazete yöneticilerine buradan anımsatıyoruz.”

Medyada Taraf ve transferler

Haziran ayı değerlendirme raporunun medya bölümünde ise Taraf gazetesinin misyonuna ve geçtiğimiz ay gerçekleşen transferlere değinilmiş:

“Misyon sahibi küçük gazete Taraf’ın, asli haber kaynağının ‘Hocaefendi’ denetimindeki istihbarat güçleri olduğu iyice ortaya çıkmaya başladı. Gazeteye ulaştırılan özel ‘belgeler’in, ‘Paksüt-Başbuğ’ görüşmesinde olduğu gibi dinleme kayıtlarının ve kayıt kuyut olmasa da kulaklara fısıldanan ‘duyumlar’ın; kılıçların çekildiği bir dönemde, gerilimi tırmandırmak amacıyla ‘birbiri ardına patlama’ya devam edeceği anlaşıldı. Bu gazetedeki belgeciliği, istihbarat yönünden olmasa da liberal birikim yönünden destekleyecek bir gelişme ise Murat Belge’nin Radikal’den Taraf’a transferi oldu. Taraf’ın bir diğer transferi Leyla İpekçi’nin ise gerçek bir transfer olup olmadığı anlaşılamadı. Zira İpekçi bir yandan Taraf’ta yazmaya başlarken, diğer yandan Zaman’daki köşe yazarlığını da devam ettirdi. Fethullahçıların istihbarat ve nakit sağlayıcılığının yanı sıra icabında dönüşümlü yazar da sağlayabildiği anlaşıldı.

Radikal’de Belge’den doğan boşluğu ise Cumhuriyet’ten bu gazeteye geçen Oral Çalışlar doldurmaya başladı. Belge kadar birikimli olmasa da en az onun kadar gerici olan Çalışlar, transferinin hemen ardından Zaman gazetesine verdiği röportajda ‘Cumhuriyet’te muhaliflerin en dirençlisi ben çıktım’ diyerek Aydın Engin ve İpek Çalışlar’a göre daha dirençli olduğunu anlattı. Dirençli Çalışlar’ın Yeni Liderler Hapishanesi 12 Eylül Günlükleri adlı yeni ve dirençli kitabının önsözünü ise kültürel ve tarihi değerlerin satışı konusunda hiçbir direnç göstermeyen AKP’li Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a yazdırdığı ortaya çıktı.”

Matur ve Şafak’ın yayınevine “özel destek”

Tamamını “ekin bildirgesi” internet sitesinden okuyabileceğiniz yapor, yayıncılık dünyasından bir istihbarat ve yeni bir alışveriş merkezi haberiyle noktalanıyor:

“Yayın çevrelerinde ise garip bir söylenti dolaşmaya başladı. Gerçi aylık izleme raporlarımızda, fiskosa değil, olgulara dayanarak gelişmeleri özetlemeye çalışıyoruz ama tüm yayın camiasının konuştuğu bir şeyi biz neden saklayalım; söylentiye göre Bejan Matur’un Zaman’da yazılarının çıkmaya başlamasının ardından, bu yazarın Avrupa’larda Amerika’larda kaynak arayıp duran, ‘mağdur görünümlü Elif Şafak’ pazarlayan yayınevi, hocaefendiden maddi destek almaya başladı.

(…)

Son olarak, medya-kültür ağırlıklı bir izleme raporunda yer alması yadırganabilir ama bizce geçtiğimiz ayın önemli gelişmelerinden biri de ANAP’ın genel merkez binasının, alışveriş merkezi olmasıydı. Bu ‘dönüşüm’, Özal’ın takunyalı piyasa geleneğini sahiplenenler ve liberal birikimciler için son derece önemli bir adımdır diye düşünüyoruz. AKM’nin alışveriş merkezi yapılmasına dönük çabaların, düzen partilerinin genel merkezlerinde yapılacak bu türden ‘kentsel, rantsal ve siyasal dönüşümler’le aşılabilmesini diliyoruz.”

(Kaynak: soL)