28 Kasım 2007 Çarşamba

Unutmak ihanettir!

Unutmamakta yarar var!

Eski bir metin ve bir "güncelleme"


Coşkun Büktel / 7 Nisan 2007 (Yani 9 ay önce)


(...) Bir insana, hiçbir kanıt ortaya koymadan, "hacker" diyerek iftira atmak, bence o insana "orospu çocuğu" diye küfretmekten daha ağır bir suçtur; "yakın arkadaşlarının sahtekarlıklarını bile görmezden gelir" deyip o arkadaşların isimlerini vermemek; o insanın sahtekârlarla aynı safta yer aldığını iddia edip hiçbir kanıt göstermemek; o insanın sözlerini okurlardan saklayarak okurları aldatıp, o insanın aleyhinde kamu oyu oluşturmak ise, bulabileceğim en hafif deyimle, onursuzluktur. Mustafa Demirkanlı, okurların böyle bir onursuzluğa itibar edecek kadar ahmak ya da alçak olduklarına güveniyor.

Peki Demirkanlı, bu güveni nereden alıyor? Ona bu güveni kimler veriyor? En başta, kanıtlanmış tüm çirkinliğine rağmen Mustafa Demirkanlı'yla aynı safta yer almakta mahzur görmeyen "yol arkadaşları" veriyor. Demirkanlı'nın dergisinde yayın kurulu üyesi olarak imzalarını kirletmekte sakınca görmeyen, Ahmet Levendoğlu, Ali Taygun, Üstün Akmen, Orhan Alkaya gibi losyon kokulu, şık ve gün görmüş beyefendiler veriyor. İnsanlar, Demirkanlı'nın Büktel hakkındaki yalanlarına, en başta, Ahmet Levendoğlu, Ali Taygun, Üstün Akmen, Orhan Alkaya gibiler sayesinde inanıyorlar. Ahmet Levendoğlu, Ali Taygun, Üstün Akmen, Orhan Alkaya gibi beyefendiler, elit imajlarıyla, Demirkanlı'nın iğrenç yalanlarına meşruiyet kazandırıyorlar. Derginin künyesine adlarını koyarak, Demirkanlı yalanlarına onay mührü basıyorlar.

Demirkanlı'nın yalanları, Ahmet Levendoğlu, Ali Taygun, Üstün Akmen, Orhan Alkaya'nın güvencesine sahip olduğu için, okurların bir kısmı, Coşkun Büktel'i dinlemeye gerek yok diye düşünüyorlar. Ve onlar (Demirkanlı ve Demirkanlı'yla aynı yayın kurulunda yan yana, can cana, oturanlar) Büktel'i dinlemeye gerek duymayan ahmak okurların makul okurlardan çok daha fazla olduğunu hesaplayarak, keyifle avuçlarını ovuşturuyorlar. Onlar (Demirkanlı ve Demirkanlı dergisinin künyesine yayın kurulu üyesi olarak imza atanlar) hakikati bilen makul okurlardan hiç utanmıyorlar? Niye utanmıyorlar? Çünkü makul okurları ihmal edilebilir bir azınlık sayıyorlar. Çünkü Ahmet Levendoğlu, Ali Taygun, Üstün Akmen, Orhan Alkaya gibi şık beyefendiler, tıpkı Mustafa Demirkanlı gibi, kendilerine ilişkin hakikatin iğrenç olmasından değil, ancak fazla yayılıp "hakim" olmasından korkuyorlar. Fazla yayılmadıkça, kendilerine ilişkin hakikat ne kadar iğrenç olursa olsun, rahatsız olmuyorlar. O nedenle sansürden yanalar, o nedenle Coşkun Büktel'in söylediklerini okurlardan saklıyor, mecbur kalmadıkça yayınlamıyor/yaymıyor, yayınladıklarında ise, okunmaması için, bir sürü tedbir uyguluyorlar. (Bakınız: "Büktel/Demirkanlı Polemik Yazıları". Özellikle de: Büktel, "Mustafa Demirkanlı Sinsi Yalanlar ve Tahriflerle Okurları Yanıltmaya Çalışıyor".)

(Kaynak: Coşkun Büktel, "Kim Değişti")


Güncelleme (28 Kasım 2007):

Demirkanlı'nın dergisi Tiyatro Tiyatro'nun Kasım 2007 tarihli son sayısının künyesine baktığımızda, Ahmet Levendoğlu ve Orhan Alkaya isimlerinin, artık yayın kurulu üyeleri arasında bulunmadığını gördük.

Üstün Akmen ile Ali Taygun'un isimleri ise, yalan makinası Mustafa Demirkanlı'nın ismiyle aynı safta yer almaya devam ediyor.