"Ali okula koşarken, çok iyi performans gösterdi."
"Oya top oynamaya başlar başlamaz, gözlerimiz yaşardı."
"Yıldız ip atlayınca, akıl almaz bir alkış tufanı koptu."
"Cihan komşunun bahçesinden erik çalmaya başladığında, estetik bir hareketle ağaca tırmandı."
"Ferhan askere gider gitmez, müthiş bir sabırla; 'yaylalar yaylalar' türküsünü söylemeye başladı."
"Atatürk doğdu, yaşadı ve öldü. Ama asla yenilmedi."
Yukarıdaki sözler, hiçbir yerde yayımlanmadı. İlk kez biz yayımlıyoruz. Bu tür saçma sapan sözleri söyleyecek insan henüz doğmadı. Ne var ki, bizdeki tiyatro eleştirmenlerinin düzeyi, yukarıdaki sözleri aşabilecek duruma gelmedi!... (HB)
tiyatronline'dan aktarıyoruz:
Hayati Asılyazıcı
ÇAĞDAŞ uygarlık, bütün yönleriyle ancak Cumhuriyet'in kuruluşuyla başladı. Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlanma dediği, aslında çağdaş uygarlık- tı. 1923'te Cumhuriyet'i ilan eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarıydı. 1924'te Musiki Muallim Mektebi açıldı, Ankara Cebeci'de. Çoksesli müziği başlatıyordu Atatürk. Ortaöğretimde, halkevlerinde çoksesli müzik çalışmaları, Musiki Muallim Mektebi'nden mezun olan öğretmenler yurda dağılıyor ve Cumhuriyet'in aydınlanma ışıklarını bütün yurda yaymaya başlıyorlardı. Bu hareket Cumhuriyet'in ilk önemli sanat evrimiydi. Tüluat tiyatrosundan metinli tiyatroya geçişin tarihsel geçmişi 19. yüzyıla uzanır. Ermenilerin Türkçe metinli tiyatro yapmaları, 19. yüzyılın başlarında ortaya çıkar. Güllü Agop, Türkçe oyunlar oynamaya başlar. Batılı tiyatro anlayışı 20. yüzyılda başladı ülkemizde... Devamı> (Hayati Asılyazıcı)