3 Ekim 2007 Çarşamba

LİNÇ KAMPANYASI imzacılarından Tuncer Cücenoğlu nihayet utandı...

Üstte utanmayan iftiracı Özdemir Nutku; altta, nihayet utanan Tuncer Cücenoğlu

Coşkun Büktel

GÜNCELLEME 3 Ekim 2007: Aşağıdaki üst başlığı yazıya ekledim. Ve aynı cümleyi, bu link yazısının son paragrafı olarak da tekrarlamayı yararlı buldum.


Artık inancım odur ki, iyi bir oyun yazabilmek için (diğer pek çok şeyden önce) "karakter" gerekiyor.


Cücenoğlu'nun "Utanma Eşiği"ni aştık.


Bu sitenin en çok okunmuş olan yazısı (bir yılda 1000 kadar kişi okudu) "Çığ Aslında Nedir, Neyi Sarsıyor?" başlıklı yazımızdır. Bilindiği üzere biz bu yazımızda, Cücenoğlu'nun Rusya'yı sarstığı söylenen "Çığ" adlı oyunu hakkında bir metin incelemesi yapıyor ve "Çığ" metninden çıkardığımız somut örneklerle, oyundaki mantık hatalarını ve bayağılıkları belgeliyoruz. "Çığ"ın ne denli amatörce ve sakat kurulduğunu iki kere iki dört gibi sağlam ve "somut" örneklerle belgeledikten sonra, bu oyuna destek sunmuş, bu oyunu yurt dışına lanse etmiş, bu oyunu övmüş olan herkesi (Hülya Nutku, Nurhan Tekerek, Hasan Erkek, Tanju Cılızoğlu, Üstün Akmen, Müjdat Gezen, Kemal Başar, Cüneyt Çalışkur, Erhan Gökgücü, Ayşe Emel Mesci) teşhir ediyor, fena halde utandırıyoruz. (Daha önce de söylediğimiz gibi: Adını verdiğimiz şahısların utandığını görmedik, yalnızca utanmaz olmadıklarını varsayıyoruz.)


"Çığ Aslında Nedir, Neyi Sarsıyor?" başlıklı yazımızın sonunda bir BONUS bölümü var. Herhangi bir tiyatrocu "Çığ" hakkında olumlu herhangi bir cümle söyler söylemez o cümleyi BONUS bölümümüze ekliyor o tiyatrocuyu derhal teşhir ediyoruz. BONUS bölümünde, Tuncer Cücenoğlu'nun bazı ifadelerine de yer vermiştik. Örneğin, (devletimizin cömertliğini belgelemek için, devletimizin çocuk zekasıyla dahi görülebilen mantık hataları ve bayağılıklarla dolu "Çığ" gibi bir oyunun yazarını bile ne kadar zengin ettiğini herkese göstermek için) Cücenoğlu'nun şu satırlarını bir internet sitesinden aktarmayı ve söz konusu siteye link vermeyi yararlı bulmuştuk.


"Gerçekten de olağanüstü bir yerdi... 17 Km uzunluğunda doğal ve bozulmamış bir sahil... Önerilen dubleks evin bulunduğu Akdeniz Evleri, 190 konuttan oluşuyor... Fiyat da uygundu... En önemli özelliklerinden biri de Göçek, Köyceğiz, Dalyan gibi yerlere arabayla yalnızca yarım saatte ulaşabilme şansına sahip oluşunuz. Duraksamadan aldım... Ve her yaz Temmuz ve Ağustos aylarını burada geçirmeye başladım..."


Tuncer Cücenoğlu


(Bir internet yazısından 25 Eylül 2006.)


Ne var ki, bugün (3 Ekim 2007) yazıyı tekrar gözden geçirdiğimizde gördük ki, yukarıda verdiğimiz ve bir yıldır bir çok okurumuzca kaynağı test edilmiş olan link, artık çalışmıyor. Tıklayanları hiçbir yere götürmüyor. Cücenoğlu'nun yukarıdaki satırları içeren ve tatil sitesinde tanıştığı bir Rus bayanı anlatan yazısı eğer üç ya da dört değilse, en az iki internet sitesinde çıkmıştı. Yukarıdaki satırları Google'dan aradık. Hiçbir şey çıkmadı. Belli ki, Cücenoğlu yazıyı internetten tümüyle çıkarmıştı.


Canımız sıkıldı. Sanki okurlara kaynağı olmayan bir şeyler aktarmış, Cücenoğlu'na aslında söylemediği bir şeyler söyletmiş gibi alçak bir duruma düşmüştük. Okurlar bilmelidir ki, ortada bir alçaklık varsa, o alçaklığı yapan kesinlikle biz değiliz. Herhangi bir okur (bir tek okur) tarafından böyle bir alçaklıkla suçlanmaya katlanamayacağımız için metnin ilgili bölümüne şu "GÜNCELLEME"yi ekledik:


(GÜNCELLEME 3 Ekim 2007: Yanda verdiğimiz link artık çalışmıyor. Kontrol ettik: Cücenoğlu ya utandığı için, ya da Büktel'i yalancı durumuna düşürmek için, söz konusu -uzun isimli- internet yazısını, yayından çıkarmış. Ama bu alıntı, bugün -3 Ekim 2007- itibariyle bir yıldır buradaydı ve yüzlerce okurumuz, verdiğimiz linkteki Cücenoğlu yazısını gördü/okudu. Cücenoğlu, yukarıdaki satırlarından utandığı için onları internetten çıkarmış olabilir ama o satırları yazmış olduğunu inkâr edemez/etmemiştir.)


İnternet denilen bu kaygan zeminde vandalizmle mücadele etmek öylesine yorucu ki. Onlar bir tıkla sizin namusunuzu şaibeli kılabiliyor, ama siz o şaibeyi temizlemek için sayfalar yazmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü bir tek okurun bile hakkınızda yanlış düşünmesine katlanamıyorsunuz. Vandallar Büktel'in yazılarına nasıl katlanabiliyor, nasıl olup da sessiz kalabiliyor, bu kösele pişkinliğini kaç yılda kazanabiliyor, çok merak ediyorum.


Artık inancım odur ki, iyi bir oyun yazabilmek için (diğer pek çok şeyden önce) "karakter" gerekiyor.


(Bakınız: coskunbuktel.com)