19 Eylül 2007 Çarşamba

NASIL BİR TİYATRO YAYINCILIĞI? / 2

Siz, sadece bir okursanız, edilgensiniz demektir... Siz, okumanın dışında, bir eylemde bulunmamışsanız, örgütlü savaşıma katılmamışsanız, edilgensiniz demektir...

Sizin, sadece bir okur olmanız, öyle kalmanız ve öyle ölmeniz için, düzen, tüm düzeneklerini, hızla ve acımasızca çalıştırıyor... Hem de, hiç ara vermeksiniz. Sizin uyuduğunuz saatte bile, düzenin düzeneği, tıkır tıkır işliyor...

Siz; gazete, dergi, kitap... okumanın ötesine geçmiyor / geçemiyorsanız, bu sizin zavallığınızdan çok, düzenin düzeneğinin acımasızlığından kaynaklanıyor... Kapitalizm / feodalizm kırması, kapitalizm / faşizm kırması, kapitalizm / kölecilik kırması, kapitalizm / ilkellik kırması... bir yönetim anlayışıyla (insana karşıt) işlerini yürüten düzen, kurduğu düzeneğin dışına çıkmamanız için, tüm yollara başvuruyor...

Aşağıdaki makale, bu durumun açıklanması / açımlanması için iyi bir başvuru kaynağı...

tiyatrom sitesinin renginin morarmasıyla birlikte, düşünceleri böğürtlen tadı vermeye başladı.

Son derecede önemsediğimiz yazı için A. Ertuğrul Timur'a teşekkür borçluyuz:


A. Ertuğrul Timur


18 EYLÜL 2007 SALI


Çok satmak, Reklam almak, sponsor bulmak, dağıtım tekeli bütün bunlar nedir bize ve dergimize ne getirecek ne götürecek görelim bakalım..

Gördük ki eğer kendimizi tatmin etmek için az sayıda nüshalı, yada dar bir grup içinde dağıtılacak bir misyonu olan politik, akademik, mesleki vb) bir dergi değil de piyasada ulaşabildiğimiz kadar çok okura, tanımadık bir okur kitlesine ulaşacak süreli bir dergiden söz ediyorsak ya sağlam sponsorlarımız veya sağlam bir kasamız, ya hemen ilk sayıdan başlayarak okkalı reklamlar alabilecek bir geniş çevremiz yada ille de çok satmamız gerekiyor. Çok satma konusu üstünde duracağız ama önce biraz daha sizi dergi çıkarmaktan vazgeçirecek unsurlardan söz edeyim ben.

Dağıtım Karteli : Türkiye'de gazete dergi satışı maalesef ki uzun süredir tekel-kartel halinde süregitmektedir. Büyük medya grupları (Tabi en büyük olarak da Doğan grubu) Türkiye'de dağıtımın patronudurlar. Bu ne demektir? Bu onlar sadece kendi gazetelerini dergilerini satmaz başkalarının da çıkardığı dergileri gazeteleri de dağıtıp satışından pay alırlar demektir. Peki bunlara sattırmak/dağıttırmak zorunda mısınız? Hayır eğer kendi olanaklarınızla dağıtabilecekseniz dağıtırsınız ama bu ancak rica minnet yakın çevrenizi bir kaç eş dost yada bir iki kitapçıyla sınırlı kalmanız demektir. Sokaklarda, caddelerde gördüğünüz binlerce binlerce gazete bayiisinde, yüzlerce kitapçıda, alışveriş merkezinde, benzincide vs sattıramazsınız. Neden? Çünkü bu bayiiler bu kartelleşmiş dağıtım şirketinin anlaşmalı bayisidir ve sadece onlardan gelen dergi , gazete ve kitapları satabilirler. Onlardan gelmeyen bir tek tane dergiyi dahi dükkanlarında, tezgahlarında bulundururlarsa bayilikleri iptal edilir. Ve hiç bir bayii de sizin gül yüzünüzün hatırına sizin üç beş derginizi satma uğruna yüzlerce gazete dergi getiren dağıtım ağından atılmayı göze almaz ve satmaz.

Demek ki çok açık ve net ki eğer çıkardığınız dergi bayilerde, marketlerde, benzin istasyonlarında vs satılsın istiyorsanız o zaman bu kartelleşmiş dağıtım şirketleri ile çalışmak zorundasınız. O halde onlarla çalışırız mı dediniz? İşte şimdi yandığınızın resmidir. Bakalım şartları nasıl?

Benim bildiğim eskiden dağıtım şirketleri 3 bin tanenin altında basılmış dergiyi tenezzül bile edip kabul etmiyordu. Şimdi bin alt sınırmış sanırım ama sizin dergi 300 tane de satsa bu bin tanenin bedelini sizden alıyor bunu göze almanız gerekiyor. Ayrıca sizin derginizi satmak üzere sizden aldığı için asıl verecekli onlar olduğu halde sizden peşinen kapora alıyorlar. Diyelim bin tane satacağına umudunuz yok ama bir miktarının satılmamasını da göze alıp gene de dağıtım şirketine girmeye kararlısınız, pekiyi buyurun bakalım devam edelim. Bu kartelleşmiş dağıtımcılar satılan dergilerden : % 40 komisyon almaktadır. Yani bütün yükü siz sırtlanıp yazar çizer, editör fotoğraf baskı matbaa uğraşıyorsunuz onlarsa sırf dağıttığı için sizin derginize %40 kar koyuyor. Siz 300 tane satarsanız zararınız büyük oluyor ama onlar 300 de satsanız bin tanenin parasını sizden söke söke alıyor. Tabi satılamadan dönen ve artık hurda bir kağıda dönüşmüş dergilerle ortada kalakalıyorsunuz.

Şimdi toparlayalım. Bayilerde benimde dergim satılıyor diyebilmeniz için, derginizi neden bayilerde bulup alamıyoruz dememeleri için en az bin basacaksınız dağıtıma gireceksiniz ve derginin size bütün maliyetinin üstüne bir de %40 dağıtımcı sırf dağıttı diye ona pay koyacaksınız. Oldu mu sizin 2,5 milyon liralık dergi 3,5 milyon? Hadi bunu da göze aldınız. Durun daha bitmedi. Dağıtım şirketi size paranızı 4 er hafta sonra öder. yani her bir sayının satılan dergisinin bedelini siz ancak 4 hafta sonra alırsınız bu da demektir ki ilk dört sayının çıkması boyunca bütün masrafları cebinizden karşılamanız gerekiyor. Devam mı? (Sizin maddi durumunuz baya baya iyi anlaşılan)

Her şeyi göze aldık dağıtım şirketine verdik oh şimdi dergimiz bol bol satacak....mı acaba? Hiç heveslenmeyin. Bu tekelci dağıtım şirketi var ya!!!! Sizin derginin dağıtımından gelecek üç beş kuruştansa sizin batmanız işlerine mi geliyor ne??? Niye canım Alllallaaa satarsak onlarda kazanacak neden işlerine gelsin ki diyebilirsiniz. Eğer gazete dergi dağıtımcıları gazete dergi yayıncılığı yapamaz diye bir yasa olsaydı haklı olabilirdiniz ama unutmayın bu dağıtım kartelindekilerin asıl işi gazete ve dergi çıkarmak. Dağıtım onlar için amaç değil araç. Neyin aracı? Kendi gazete ve yüzlerce dergilerinin satışını yaparken kendilerinin dışında çıkmayı başaran gazete ve dergileri de kontrolde tutabilmelerinin aracı. Yani onları dergiler çıksın da dağıtıp ek para kazanalımdan çok bizim dışımızda pek de yayınların çıkıp gelişmesine fırsat vermeyelim düşüncesi daha çok çekiyor olabilir değil mi?

Derginiz nasıl hurda kağıt olur?

Dergi çıkardık bütün gazete bayilerinde satılacak dedik ama sonuçta olanaklarımız paramız sınırlı, tiyatro dergisinin okunma ihtimali belli o nedenle gazete gibi 500-600 bin tane bastırıp bol bol her yere dağıttıracak değiliz. Bin hadi taş çatlasın başlangıçta 2bin dergi bastırmak mantıklı görünüyor. Bastırdık dağıtım şirketine verdik ohh şimdi gelsin deste deste paralar derseniz avucunuzu yalarsınız. Çünkü gelecek olan deste deste para değil balya balya hurda kağıda dönüşmüş iadelerdir. Çünkü 2 binle sınırlı derginizi dağıtım şirketi rastgele bayilere yollar ve ne gariptir ki bir sanat dergisini taksimdeki bayiye 5 tane Güngören'dekine 20 tane yollar. Ankaraya 200 tane, Viranşehir'e de 50 tane yollar. Beşiktaş'ta okurlarınız ya bir türlü dergi bulamadık der ama sizin dergilerden 50 tanesi sefaköy'de bir bayide satılma ihtimali olmayan ama dağıtım şirketinin bıraktığı dergiler arasında bir köşede süresi dolunca geri verilmek üzere yığılı bekler. Sonra ne mi olur? Dağıtım şirketi 2 bin derginin 1600 tanesi iade oldu gel al diye sizi arayabilir :)

Şimdi bakalım hesap ne alemde

3,5 milyon etiket koyup bayiye verdiğimiz derginin 400 ü satılmış bunun parasını (4 hafta sonra) dağıtım şirketi bize öder. yani 1 milyar400 milyon. Ama en az bin dergi dağıtım bedeli alacağı için bundan bin derginin dağıtım bedelini keser. Dağtımcının payı derginin üzerinde yazan net satış fiyatı üzerinden %40 dı yani her bir dergi için 1milyon400bin dağıtımcı alacaktır bunu bin dergiyle çarpalım ne çıktı ? 1 milyar 400 milyon :) Tuhaf bir rastlantı değil mi? dağıtımcının bize yollaması gereken 400 derginin tutarı kendinin bin dergi üstünden aldığı payla aynı çıktı ve bize "0" lira yazılı bir çek ve hurda kağıda dönüşmüş 1600 dergi yolladı. Tabi illede bu rastlantı olmayabilir dergimiz 300 satsa birde borçlu çıkacaktık yada 500 satsaydı 35 milyon alacaklı olabilirdik. Neyse sonuçta üç aşağı beş yukarı dergimizin satılanının getirdiği para ancak dağıtımcının bedelini karşıladı. Eeee peki sizin dergi çıkana dek harcadığınız dizgi, renk ayrım, ofset hazırlık, matbaa, kağıt vs parası ne olacak? uçtu gitti. Birde yazara çizere en azından ofisboya yada açtınızsa büronun kirasına verilecek paralar da cabası. Hadi bir sayılığına bu maceraya girdiniz matbaa ve ofset hazırlık paraları cepten gitsin dediniz. Buna kaç sayı daha dayanabileceğinizi düşünüyorsunuz?

Hala vazgeçmediniz mi bir tiyatro dergisi çıkarıp bayilerde sattırmaktan? Peki helal olsun size ve azminize.. O halde işin sırrını çözdünüz demek ki. İşin sırrı eğer onbinlere varan satışlar yapamıyorsanız asla ve asla dergiden okurdan para kazanılmaz hatta zarar edilir bu nedenle dergi basıp satarım satıştan para kazanırım diye hayal kurmayıp artık derginize reklam alma gerçeğini keşfettiniz demektir. Hadi bakalım reklamı nasıl alacağız bu da yarına kalsın. Bakalım bu dergi macerası bizi nerelere doğru götürecek...

tıkla