İnsanlığa karşı suç işleme makineleri durumuna gelen tiyatro esnafı, Irwin Shaw tarafından yazılıp, Coşkun Büktel'in çevirisiyle dilimize kazandırılan "Ölüleri Gömün" oyunundan rahatsız oluyorlar...
Coşkun Büktel'in yazdığı "Yönetmen Tiyatrosu"na Karşı adlı kitabına da konu olan "Ölüleri Gömün" oyununun engellenmesini belgeyen sayfaları, okurların dikkatine sunuyoruz... HB
Coşkun Büktel
Eylül 2001
Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Tiyatrosu "Evet" Dedi; Fazilet Partisi'nin Şehir Tiyatrosu "Hayır" Diyor
Açıklama: Bu yazı, Fazilet Partisi'nin kültür politikasının iki yüzlülüğünü iki kere iki dört gibi kanıtlayan bir belge olduğu halde, ve benden başka on beş aydın ve sanatçının imza ve demeçleriyle desteklendiği halde, pek çok dergi ve gazetenin editörleri tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmiş, aylarca yayınlanamamıştır. İşin tuhaf yanı şudur ki, bu yazıyı reddeden dergi ve gazete editörlerinin tümü, ya "solcu" ya da en azından "ilerici demokrat" tanınan kişilerdir. Hürriyet, Milliyet, Yeni Binyıl, Radikal gibi gazetelerde, başlangıçta, "iyi hikaye" denilerek gazeteci arkadaşım Mustafa Dağıstanlı'dan teslim alınan yazı, daha sonra nedense "buharlaştırılmış", yok hükmünde sayılmıştır. "İyi hikaye" diyerek yazıyı Mustafa Dağıstanlı'dan teslim alanlar, bir daha Mustafa'nın telefonlarına çıkmamışlardır.
Yazıyı bizzat benden teslim alan dergi editörleri (Virgül'den Orhan Koçak, İnsancıl'dan Cengiz Gündoğdu, Öküz'den Metin Üstündağ, Evrensel Kültür'den Aydın Çubukçu adına Nuray Sancar, Cumhuriyet Pazar'dan İpek Çalışlar, Yeni Binyıl'dan Mehmet Güler) gibi insanlar ise, yazıyı ya hiçbir gerekçe göstermeden ve benimle bir daha yüzyüze gelmeden (Orhan Koçak, Metin Üstündağ), ya kişisel bulduklarını söyleyerek (Aydın Çubukçu adına Nuray Sancar), ya Kenan Işık'la ters düşmek istemediğini açıkça belirterek, yani korkaklığını cesurca ifade ederek (Mehmet Güler), ya da benim anlayamadığım (ve anlayamadığım için bana bahane gibi gelen) birtakım "muğlak" cümleler kurarak (Cengiz Gündoğdu, İpek Çalışlar) reddetmişlerdir. Onların yazımı reddetmesi beni hiç utandırmadığı için, reddedilişimi açıklamaktan hiç rahatsız olmuyorum. Beni utanmadan reddettiklerine göre, tarihe not düşmek adına yaptığım bu açıklama, beni reddedenleri de rahatsız etmemeli diye düşünüyorum. Ne de olsa, yazıyı okuduklarında, aslında onların mı yoksa benim mi utanmamız gerektiğine, okurlar kendileri karar verecek.
Yazıyı, en sonunda Papirüs dergisi editörü Tunca Arslan'a götürdüm. Arslan yazıyı basmayı kabul etti. Ama yazının metninde benden izinsiz hiçbir kısaltma yapamayacağını kendisine belittiğim halde, ve kendisi bana yazının metninde hiçbir kısaltma yapmadığını belirttiği halde; dergi elime geçtiği zaman, sayın Arslan'ın, yazıdaki bazı cümleleri budayıp attığını fark ettim. (Böylesi bir nezaketsizlik, yazı hayatımda ilk kez başıma geliyor.) Tunca Arslan, ayrıca, metinde bold ve italik harflerle yazdığım sözcüklerin tümünü normal harflere dönüştürmüş ya da dönüştürülmesine izin vermiş.
Papirüs'ün Mart 2000 tarihli 37. sayısında, başlığı da Tunca Arslan tarafından değiştirilerek, "Ölüleri Gömün Neden Reddedildi?" başlığıyla ve kısaltılarak yayınlanmış bulunan söz konusu yazımın tam metni aşağıdadır. Papirüs metninde Tunca Arslan tarafından budanıp atılmış cümleleri, bu metinde altını çizerek belirttim. Tunca Arslan'ın hangi cümleleri attığını görmek, editörlük denen kavramdan Türkiye'de nasıl bir şey anlamaları gerektiği hakkında, okurlara bir nebze daha ışık tutacaktır diye umuyorum.
"Ölüleri Gömün" (Bury the Dead) Irwin Shaw'un en başarılı, en tanınmış tiyatro oyunudur. Bugün, çağdaş tiyatro klasikleri arasında "yerini sağlam biçimde almış" olan bu oyun; fantastik ir tiyatral duruma dayandırılmış, oldukça natüralist, "oldukça sert biçimde eleştirel" bir içerik'e sahiptir. "Ölüleri Gömün", ayağa kalkan altı ölü askerin öyküsünü anlatır. Bu altı ölü asker, oyunu 1936'da yazmış olan Irwin Shaw'un deyişiyle, "yarın akşam başlayacak olan savaşın ikinci yılı"nda ölmüşlerdir ve gömülmeyi reddetmektedirler. Anneleri, sevgilileri, akrabaları dahil tüm çevredekiler (komutanları, silah arkadaşları, gazeteler, kilise, tüm vatandaşlar) kısacası, bütün bir toplum; bu altı ölü askeri gömülmeye ikna etmek için uğraşır. Ama onların gömülmeyi reddetmek için oldukça mantıklı, oldukça insani ve oldukça "antimilitarist" nedenleri vardır.
"Ölüleri Gömün", işte bu tokat gibi şiddetli antimilitarist konusuyla, dünya tiyatro repertuarının savaşa karşı en yaratıcı, en sarsıcı, en vurucu, en soylu cevabı olmuştur. Ne var ki "Ölüleri Gömün" adlı bu antimilitarist şaheser; Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Tiyatrosu tarafından bile repertuara kabul edildiği halde; Türkiye'de demokrasinin ve antimilitarizmin şampiyonu geçinen Fazilet Partisi'nce reddedildi. Daha açık bir anlatımla, Fazilet Partili İstanbul Belediye Başkanı tarafından İstanbul Şehir Tiyatrosu'na atanan yöneticiler (Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık ve Repertuar Kurulu Başkanı Şenol Demiröz başta olmak üzere, İstanbul Şehir Tiyatrosu Repertuar Kurulu'nun diğer üyeleri, Dinçer Sümer, Engin Uludağ, Fikret Terzi, Beşir Ayvazoğlu) "Ölüleri Gömün"ü, "hiçbir gerekçe belirtmeksizin" reddettiler.
Gerekçesiz ret cevabı, kurul başkanı Şenol Demiröz tarafından yazılıp imzalandı. Oysa Şenol Demiröz, bir tiyatrocu değildi. Tiyatronun adamı değil, "partinin" adamıydı. Fazilet Partili İstanbul Belediye Başkanlarının, Önce Tayyip Erdoğan'ın, sonra Ali Müfit Gürtuna'nın, kültür(?) danışmanıydı.* Fazilet Partisi'nin, Şehir Tiyatrosu içindeki "koluydu". Kısacası, "Ölüleri Gömün", Şehir Tiyatrosu'ndaki Fazilet Partili temsilcinin imzasıyla ve "gerekçesiz olarak" reddediliyordu.
Peki ama, Türkiye'nin antimilitarizm şampiyonu geçinen Fazilet Partisi, sanatsal değeri ve antimilitarist içerik'iyle dünya ölçüsünde tanınan, bu olağanüstü oyun metnini acaba neden reddetmişti? Yoksa metin sakıncalı mıydı? Korkmuşlar mıydı? Devletin tiyatrosunda bile sakıncalı bulunmamış olan bu antimilitarist metnin; İstanbul Şehir Tiyatrosu'na Fazilet Partisi'nce atanmış yöneticiler tarafından sakıncalı bulunması mümkün müydü? Antimilitarizmin, insan haklarının ve demokrasinin şampiyonu görünen Fazilet Partisi, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun başına, "devletten bile daha sansürcü" insanlar atamış olabilir miydi?
Yoksa sorun oyunun çevirisinde miydi? "Ölüleri Gömün" kötü mü çevrilmişti? Demokrat ve antimilitarist Fazilet'in temsilcileri bu oyunu yoksa içerik'i yüzünden değil de, çevirisi yüzünden mi reddetmişti? Ne yazık ki, hayır. Hayır, metin de, çeviride harikaydı. Bu konuda söz söylemeye hakkı olan ve bu yazının sonunda demeçlerini okuyacağınız on beş aydın ve sanatçı (Hamdi Alkan, Memet Baydur, Cuma Boynukara, Metin Coşkun, Cevat Çapan, Mehmet Ege, Selçuk Erez, Şahin Ergüney, Altan Erkekli, Özlem Ersönmez, Gürkan Gür, Selim Gürata, İlhan Kantarcı, Nalan Örgüt, Toros Öztürk) hem oyunu hem de çeviriyi heyecanla övüyorlardı.
Örneğin, oynanmış ve basılmış pek çok oyunu ve bu oyunlarla kazandığı pek çok ödülü bulunan, oyun yazarı Cuma Boynukara, "Kafasının içinde beyin yerine pirzola bulunmadıktan sonra, bir insanın böyle bir oyunu, üstelik de Coşkun Büktel çevirisinden, okuyup da beğenmeyebileceğini düşünemiyorum" diyordu.
İngiliz edebiyatı ve Amerikan tiyatrosu profesörü Cevat Çapan, oyunun dünyaca önemini belirttikten sonra, "Coşkun Büktel'in 'Ölüleri Gömün' adlı çevirisi ise, Shaw'un oyunundaki heyecan verici tüm özellikleri, Shaw'a layık başarıyla Türkçe'de canlandırıyor." diyordu.
Amerikan Sineması'nın en ünlü kadın yıldızlarını televizyon ekranında başarıyla konuştuğu dublaj çalışmalarıyla da tanınan, ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nun en yetkin oyuncularından biri olan Özlem Ersönmez, "... o sarsıcı oyunu sesli olarak okurken tüylerimin ürperdiğini fark ettim. Büktel'in Türkçe'siyle konuşmak bir oyuncu için şampanya içmek gibi nefis bir deneyim." diyordu.
Oxford University Press Eğitim Direktörü Toros Öztürk, seçimi ve çevirisi için Coşkun Büktel'i kutlarken, "Ölüleri Gömün'ü oynamamak tiyatral bir suçtur" diyordu.
Bu konuda daha neler dendiğini yazının sonunda okuduğunuzda, böyle bir eseri reddeden kafaların, Fazilet Partisi tarafından İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun yönetimine neden getirildiğini anlamakta oldukça zorlanacaksınız (veya tam tersine, "tencere kapağa uymuş" diyerek hiç şaşırmayacaksınız).
Sözünü ettiğimiz "bu" kafalar, "Ölüleri Gömün" gibi harikulade bir eseri, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu böyle mükemmel bir eseri, üstelik de böylesine mükemmel bir çeviriyle sahnelemek ve halka ulaştırmak imkanını; sırf, "bireysel husumetleri yüzünden" reddetmişlerdir. Oyunun çevirmeni olan Coşkun Büktel'e karşı duydukları "bireysel husumetleri" yüzünden...
Çünkü, Türk tiyatro esnafı üstüne "SHAKESPEARE'SİZ HERİFLER" adlı bir oyun da yayınlanmış bulunan Büktel; yıllardır, tiyatromuzun hem "sahne üstünde" hem de "sahne ardında" oynan çirkin oyunlarını teşhir ediyor. Tiyatromuzda işlenen suçları, suçluları gizlemeden, mutlaka "isim vererek", gazete ve dergi yazılarıyla eleştiriyor. Büktel'in bu yazılarından oluşan "TÜRK TİYATROSUNDAN İNSAN MANZARALARI" adlı 550 sayfalık zehir zemberek eleştiri kitabı; ona Kenan Işık türünden pek çok düşman kazandırdı (Yücel Erten, Ahmet Levendoğlu, Macit Koper, vb.)
Coşkun Büktel, "Ölüleri Gömün"ü, önce tekst olarak ve Devlet Tiyatrosu'na önermişti. Şehir Tiyatrosu Repertuar Kurulu'ndaki üyeler gibi, DT Repertuar Kurulu'ndaki üyeler de, Coşkun Büktel'in eleştiri yazılarına defalarca hedef olmuş kişilerdi. DT'li üyeler de Coşkun Büktel'den hiç hazetmiyorlardı. Ama "Ölüleri Gömün", öylesine mükemmel bir oyundu ve Türkçe'ye öylesine mükemmel biçimde çevrilmişti ki, DT Repertuar Kurulu üyeleri, oyunu DT repertuarına derhan kabul ettiler. Kabul yazısı; Büktel'in sert eleştirilerine en fazla maruz kalan, Büktel'in hışmından defalarca pay almış olan, DT Repertuar Kurulu Başkanı Profesör Özdemir Nutku tarafından imzalanarak Büktel'e gönderildi. Büktel'e en çok kızan insanlar bile, oyunu ve çeviriyi onaylamak zorunluluğunu hissetmişlerdi.
Büktel, daha sonra, tüm oyun çevirilerini "ELEŞTİREN OYUNLAR" başlıklı bir kitapta topladı. "ELEŞTİREN OYUNLAR" (biri telif dördü çeviri) beş oyundan oluşan 200 sayfalık bir tiyatro antolojisiydi. Bu kitaptaki tüm çeviriler, THEOPE yazarı Coşkun Büktel'e yaraşan bir özen ve ustalıkla çevrilmişlerdi. Büktel, bir dilekçeyle başvurarak, ELEŞTİREN OYUNLAR adlı antolojiyi, yani bu antolojideki tüm oyunları, İstanbul Şehir Tiyatrosu'na önerdi.
Ama Fazilet Partili belediye tarafından finanse edilen İstanbul Şehir Tiyatrosu, Coşkun Büktel'in ELEŞTİREN OYUNLAR"daki ("Ölüleri Gömün" dahil) tüm oyun önerilerine, DT'ninkinden çok farklı bir tepki gösterdi. İstanbul Şehir Tiyatrosu, Büktel'in "ELEŞTİREN OYUNLAR" kitabındaki ("Ölüleri Gömün" dahil) tüm oyunları reddetti.
(Diğer oyunlar hakkındaki itirazımız baki kalmak üzere, bu yazıda, yalnızca "Ölüleri Gömün" hakkındaki itirazımızı dile getireceğiz. Çünkü, DT'ye şimdilik yalnızca "Ölüleri Gömün"ü önermiştik. Görüşlerini istediğimiz on beş aydın ve sanatçıya "ELEŞTİREN OYUNLAR"daki tüm oyunları okutmak yerine, yalnızca "Ölüleri Gömün"ü okutmuştuk. Yani şimdilik yalnızca "Ölüleri Gömün"ün değeri hakkında bir kesinlik ya da bir konsensüs oluşturduk. O nedenle şimdilik yalnızca "Ölüleri Gömün"ün hesabını soruyoruz.)
Fazilet Partile belediye başkanınca atanmış genel sanat yönetmeni, Kenan Işık, ve Fazilet Partili Repertuar Kurulu başkanı Şenol Demiröz, Büktel'e ret gerekçesi göstermeye bile tenezzül etmiyorlardı. Büktel'in ödediği vergiler sayesinde maaş almaya tenezzül eden, Büktel'in ödediği vergiler sayesinde karınlarını doyuran bu "memurlar"; sırf, eleştirilerini hazmedemedikleri Büktel tarafından çevrildiği için, Türkiye'ye çok gerekli ve çok önemli bir oyunun, mükemmel bir çevirisiyle halka ulaşmasını engelliyorlardı. Bu, elbette, dizi film çekimlerine makam arabasıyla gittiği için gazetelere haber olan Kenan Işık çapındaki insanlara çok yakışan bir davranış biçimiydi. Coşkun Büktel'in Kenan Işık ve Şehir Tiyatrosu üstüne yazdıklarını bilenler için, Kenan Işık gibilerin bu tür davranışları hiç de şaşırtıcı değildi. (Büktel, Nisan 1996'da yayınlanan bir eleştiri yazısına, "İstanbul Şehir Tiyatrosu Hangi Akla Hizmet Ediyor" başlıklığını atmıştı. Bakınız: TÜRK TİYATROSUNDAN İNSAN MANZARALARI, sayfa 481-502.)
İstanbul Şehir Tiyatrosu Repertuar Kurulu, Coşkun Büktel'in "ELEŞTİREN OYUNLAR" kitabındaki oyunları öneren dilekçesine aylarca (5 ay kadar) cevap vermedi. Seçimlerin yapılmasın dek "bekle gör" taktiği uyguladı. Ve 18 Nisan seçimlerinin hemen ardından, kurul, tiyatrocu olmayan başkan Şenol Demiröz'ün imzasıyla, 22 Nisan tarihli bir resmi yazı göndererek, Coşkun Büktel'e "Ölüleri Gömün"ün (ve diğer çevirilerinin) reddedildiğini, tek cümlelik bir cevapla bildirdi. Ret için hiçbir gerekçe göstermeyen Fazilet Partili Şenol Demiröz, "Çevirilerinizin Tiyatromuz Yönetim Kurulu'na önerilmemesine karar verildi." demekle yetiniyordu. Gerekçe göstermeye gerek duymayan Şenol Demiröz, herhalde, kurulun hikmetinden sual olunamayacağını düşünüyordu. Kurul, Türk tiyatrosuna adeta şu mesajı veriyordu:
Yeniden seçildik. 5 yıl daha başınızdayız. Güç bizde. Allame-i cihan olsanız kar etmez. Yok kaliteymiş, yok iyi çeviriymiş, iyi oyunmuş, bizi bağlamaz. Vız gelir tırıs gider. Dünyanın en iyi oyunu bile olsa, bir kalemde siler atar, kimseye de hesap vermeyiz. Sanat manat bizim hiç umurumuzda değil. Bizi eleştireceksin, tiyatro çevresine maskara edeceksin, sonra demokrasiye güvenerek, karşımıza geçip "çevirdiğim şu oyunu oynayın" diyeceksin. Niye? "Çünkü çok iyi bir çeviri, çok iyi bir oyun." Hah! Umurumuzdaydı sanki. Yok öyle yağma!.. Bakın, İstanbul Belediyesi'nde seçimi aldık ve artık tiyatroda takiyeye ihtiyacımız yok. Tavrımızı açıkça ilan ediyoruz: Bizi eleştirmeyi düşünenler, bizim artık demokrasiye memokrasiye pabuç bırakmayacağımızı, sanat manat gibi şeyleri hiç takmayacağımızı, iyi bilsinler. Siyaset sahnesinde konjonktür gereği demokrasi lafını ağzımızdan düşürmüyoruz, insan haklarını savunuyor gibi yapıyor ve antimilitarist görünüyoruz diye, tiyatro sahnesinde bizim demokratlığımıza güvenmeye sakın kalkışmasınlar. Seçim yapıldı bitti. Tiyatroda demokrasiye hiç ihtiyacımız yok. Takiyeye de... Şehir Tiyatrosu'nda artık güç bizde. Bize karşı çıkanlara, bizi eleştirenlere, asla geçit vermeyeceğiz. Biz bu tiyatroyu zaten sanattan hoşlandığımız için değil, mevzuat gereği, mecburen sürdürüyoruz. Konjonktür yüzünden şimdilik kapısına kilit vuramadığımız için sürdürüyoruz. Yoksa tiyatro miyatro umurumuzda değil. Hatta tiyatroyu biz günah bile sayıyoruz. Günah saymayanlarımız da var ama, kesin olan şu ki, tiyatrodan hoşlanmıyoruz. Tiyatrodan hoşlansak, tiyatronun başına Kenan Işık'ı Genel Sanat Yönetmeni; Şenol Demiröz'ü Repertuar Kurulu Başkanı yapar mıydık? O makamlara "bu kafaları" atar mıydık? Anlayın artık: Oyunların iyi ya da kötü olması bize vız gelir. Bizim için bir oyunun iyi olması önemli değil, yazarının "bize sadık" olması önemli. Bu piyasada var olma isteyen herkes güçlüye, Kenan Işık gibi biat etmek, boyun eğmek zorunda. Güçlüye teslim olmayan, güçlüden taraf olmayan, bertaraf olur. Bu, böyle biline. (NOT: Tunca Arslan'ın yaptığı bu kısaltmalar, Şehir tiyatrosu genel sanat yönetmeni Kenan Işık'ın yazıya karşı öfkesini gidermeye yetmemiş olmalı ki, bu yazının yayımlanmasından bir ay sonra, Şehir Tiyatrosu, o sıralar Papirüs'e, her sayıda verdiği tam sayfa ilanları, vermekten vazgeçiverdi.)
Ama Fazilet Partisi'ne teslim olmayı düşünmeyen sanatçılar yine de var. Yeterince iyi yazılmış ve iyi sahnelenmiş bir tek oyunun bile, bütün partilerden daha güçlü ve kalıcı olduğuna inanan insanlar yine de var. İşte o tür insanlar, Coşkun Büktel'in Irwin Shaw'dan çevirdiği "Ölüleri Gömün" metni için, diyorlar ki:
Ölüleri Gömün'ün ilk okuma provasını unutamıyorum. Otuz kişi kadardık. Sadece okumakla bile, hepimiz müthiş etkilenmiştik. Aramızdan bazıları, kontrollerini kaybedip, göz yaşları içinde kalmıştı.
(GÜRKAN GÜR Oyun yazarı / Yıldız Üniversitesi Oyuncuları'nca sahnelenen Ölüleri Gömün prodüksiyonunun yönetmeni.)
Theope'nin yaratıcısı olan Coşkun Büktel, çevirilerinde bile farkını ve yaratıcılığını derhan hissettiriyor. Ölüleri Gömün adlı çevirisinde, sahne dilini, her zaman olduğu gibi, yine bir virtüöz ustalığıyla kullanmış. Bana öyle geliyor ki, herhangi bir insan bile, en sıradan insan bile, eğer orman kaçkını bir barbar değilse, Ölüleri Gömün çevirisini, heyecan duymadan okumayı, asla başaramaz.
(NALAN ÖRGÜT DT sanatçısı / Van Devlet Tiyatrosu Müdürü)
Irwin Shaw'un Ölüleri Gömün adlı eserini ilk okuduğum zaman, oyunun dramatik yapısının sağlamlığı ve bir o kadar da Coşkun Büktel'in akıcı ve güzel çevirisi ilgimi çekmişti. Zaten o yüzden, bu oyunun seyirciyle mutlaka buluşmasını istedim ve Ölüleri Gömün'ün hiç değilse Kültür-Sen imkanlarıyla bir okuma tiyatrosu olarak seyirciye sunulmasını önerdim.
(ŞAHİH ERGÜNEY Ankara Devlet Tiyatrosu Sanatçısı / Kültür-Sen Yönetim Kurulu Üyesi)
Coşkun Büktel'in çevirdiği oyunlardan oluşan Eleştiren Oyunlar başlıklı kitabın kapağında, şu iddialı ve kışkırtıcı ibare yer alıyor: "Türkçe'yi en iyi kullanan oyun yazarından en yetkin yazarların, en yetkin çevirileri." Bu yargıya tümüyle katılıyorum. Çok iyi seçilmiş, ve Türkçe'de benzeri olmayan bir yetkinlikle çevrilmiş oyunlar. Hele "Ölüleri Gömün", müthiş!...
(İLHAN KANTARCI Ankara Devlet Tiyatrosu Sanatçısı)
Irwin Shaw'un "Bury The Dead" adlı oyunu, dünya tiyatro edebiyatında yerini sağlam biçimde almış, bizim savunmamıza hiç ihtiyacı olmayan çağdaş bir klasiktir. Coşkun Büktel'in "Ölüleri Gömün" adlı çevirisi ise, Shaw'un oyunundaki heyecan verici tüm özellikleri, Shaw'a layık bir başarıyla Türkçe'de canlandırıyor.
(CEVAT ÇAPAN Şair / Çevirmen / İngiliz Edebiyatı ve Amerikan Tiyatrosu Profesörü)
Ölüleri Gömün, savaşa ve militarizme karşı şiirsel ve yaratıcı bir destan. Türkiye'nin bu oyuna şiddetle ihtiyacı var. Ve ne mutlu Türk tiyatrosuna ki, Ölüleri Gömün'ün Türkçe'de nefis bir çevirisi var. Tüm tiyatrocular, Coşkun Büktel'e minnettar olmalıyız.
(HAMDİ ALKAN Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları Genel Sanat Yönetmeni)
"Ölüleri Gömün" konusu, içeriği, teması ve başarılı çevirisiyle çok çarpıcı ve önemli bir oyun.
(ALTAN ERKEKLİ Ankara Sanat Tiyatrosu, AST, oyuncusu)
Irwin Shaw'un Ölüleri Gömün adlı oyunu, özellikle içinden geçmekte olduğumuz dönemde, konusuyla ve Coşkun Büktel tarafından yapılmış çevirisiyle, her tiyatronun repertuarına onur verecek bir oyun. Ayrıca belirtmeliyim ki, ödenekli tiyatrolarımızda tiyatro ile ilgili kararların altında "partililerin" değil, "tiyatrocuların" imzası olmalıdır.
(MEMET BAYDUR Oyun yazarı)
"Ölüleri Gömün"ü oynamamak, tiyatral bir suçtur. Harika bir oyun ve oyundan hiç de aşağı kalmayan şiirsel bir çeviri. Seçimi ve çevirisi için Coşkun Büktel'i kutluyorum.
(TOROS ÖZTÜRK Oxford University Press Eğitim Direktörü)
Coşkun Büktel'in Irwin Shaw'dan çevirdiği Ölüleri Gömün adlı o sarsıcı oyunu sesli olarak okurken, duyduğum tiyatral heyecanla tüylerimin ürperdiğini fark ettim. Büktel'in Türkçesiyle konuşmak bir oyuncu için şampanya içmek gibi nefis bir deneyim.
(ÖZLEM ERSÖNMEZ Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu)
Vahşetin, şiddetin ve barbarlığın kol gezdiği günümüzde, Irwin Shaw'un yazdığı ve Coşkun Büktel'in çevirdiği Ölüleri Gömün adlı oyunu okurken, insan sevgisinin ve yaşama sıcaklığının bir anda içimi sardığını hissettim. Büktel'in, bu kadar evrensel ve insancıl bir oyunu dilimize kazandırması, gerçekten övgüye değer bir çaba. İnanıyorum ki, oyun sahnede hayat bulduğu zaman, günümüz seyircisine de çok şey hissettirecek ve kazandıracaktır.
(SELİM GÜRATA DT Sanatçısı / Bursa Devlet Tiyatrosu Eski Müdürü)
Coşkun Büktel'e hak veriyorum: "Ölüleri Gömün, savaşı ve militarizmi destekleyenlere karşı dünya tiyatro repertuarında yer alan en yaratıcı, en sarsıcı, en vurucu, en soylu cevaptır". Kafasının içinde beyin yerine pirzola bulunmadıktan sonra, bir insanın böyle bir oyunu, üstelik de Coşkun Büktel çevirisinden, okuyup da beğenmeyebileceğini, düşünemiyorum.
(CUMA BOYNUKARA Oyun yazarı)
Ölüleri Gömün'ün bazı çağdışı kafalarca gömülmeye kalkışılması, benmerkezci kişisel bir tavır olmaktan öteye gidemez. Sanatın ortak yaratımcılığına inananların bu engeli yan yana gelerek çok kısa sürede aşacaklarına inanıyorum. Ölüleri Gömün adlı oyunun ve çevirisinin değeri bu inancımı ayrıca güçlendiriyor.
(MEHMET EGE Oyuncu ve yönetmen / Devlet Tiyatrosu Eski Genel Müdürü)
Sevgili Coşkun Büktel,
Irwin Shaw'un, dünya tiyatrosundaki seçkin yapıtlar arasında yer alan Ölüleri Gömün adlı piyesini, temiz ve akıcı bir Türkçe ile repertuarımıza kazandırmanız beni mutlu etmişti.
Şimdi, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun bu oyunu reddettiğini öğrendim. Ret yazısının altındaki imzanın sanatla ne tür bir ilişkisi olduğu konusunda bir bilgim yok. Kendisi bir sanatsever olabilir, ancak sanatsal bir konuda karar verebilmek için, bu, yeterli bir kriter değildir.
Ülkemizin en eski tiyatrosu olan bu kurumun oyun seçiminde, "sanatçı" kariyeri tartışmaya açık olmayan kişilerin söz sahibi olması, vazgeçilmez talebimiz olmalıdır. Bu konuda yapılacak her türlü çalışmaya elimden geldiğince katkıda bulunacağımı bilmenizi isterim.
Dostlukla.
(METİN COŞKUN Ankara Sanat Tiyatrosu, AST, oyuncusu / Yeni Tiyatro kurucusu ve sanat yönetmeni)
Oyun, Irwin Shaw'un ünlenmesine yol açmış, çok önemli bir yapıttır, harbin usdışılığını ince zekasının ürünü buluşlarla yansıtır: Ölmüş ama gömülmeye karşı gelen askerler, bu davranışlarını yadırgayan asker ve sivil fanilerin her yola başvurup onları gömmeye çalışmalarına karşı direnirler.
(...)
Oyun, sadece harbe karşılığı nedeniyle değil, konunun zekice incelenmesi ve diyalogların sürükleyiciliği açısından da dünya oyun edebiyatının önemli bir yapıtıdır.
Büktel, bu oyunu gayet güzel bir Türkçeye çevirmiş, bunu yaparken de okuyacak ve izleyeceklerin en güçbeğenenlerini bile doyuracak bir ürün oluşturmuştur.
Bir çok sıradan, kof yapıtın sergilendiği tiyatrolarımızın repertuarlarında arada sırada böyle nitelikli eserlerin de yer almasını dilerim.
(SELÇUK EREZ Yazar / İstanbul Şehir Tiyatroları Yönetim Kurulu eski üyesi)
Ölüleri Gömün adlı çeviriniz dramaturgi raporu ile birlikte incelenerek Edebi Kurul'un 26/12/1998 gün ve 1421 sayılı toplantısında kabul edilmiştir. Bilgilerinizi rica eder, yeni çalışmalarınızı bekler, başarılar dilerim. Saygılarımla.
(ÖZDEMİR NUTKU DT Edebi Kurul Başkanı / Çevirmen / Tiyatro profesörü)
Sayın Coşkun Büktel,
İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'na çevirerek göndermiş olduğunuz Frank Weekend'in Tenor, Alice Gerstenberg'in Dokundurmalar, Sefarin ve Jaoquin Alvarez Quintero'nun ortak çalışması Güneşli Bir Sabah, Irwin Shaw'un Ölüleri Gömün adlı oyunları okundu ve 19 Mart 1999 tarihli Repertuar Kurulu'nda değerlendirildi. Çevirilerinizin tiyatromuz Yönetim Kurulu'na önerilmemesine karar verildi. Repertuar Kurulu'nun kararını bilginize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
(ŞENOL DEMİRÖZ İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu Başkanı; İstanbul Anakent Belediyesi'nin önce Refah sonra Fazilet Partili kültür danışmanı)
(Papirüs, Mart 2000)
Not: Bu yazıya, yazıda suçlanmış olan Şehir Tiyatrosu yöneticilerinin hiçbiri cevap vermemiştir.)
Kaynak: "YÖNETMEN TİYATROSU"NA KARŞI
bir Shakespeare ve Nazım Hikmet savunması
sf:315-325 / Kaknüs Yayınları