Kemal
Revizyon Değil Devrim
Bu uygulamanın düzgünü, düzeltilmişi olmaz. Gerçekçi olalım. Para dağıtan jüride kimler varmış, nasıl seçilmeliymiş, dağıtım nasıl olmalıymış? vs... bunlar işin hikaye kısmı. tiyatrom doğru yaklaşımdadır; bunun revizyonu olmaz. Kültür sanatta devrimi talep edip, yükseltmenin zamanıdır. Revizyonistler ayakbağı olmazsa, ilk kez bir sanat olayında bir ivme kazanılmaya başlandı. Hak verilmez alınır. Hadi bu hakkı almaya!
Mine Karaman
Yola devam
Bu yanlış uygulamadan pay alan, savunan, suçun ortağı olan sanatçı öngörüsüne sahip olmayan herkesi kınıyor; bu çok önemli gördüğüm kampanyayı sonuna dek destekliyorum. Kısmi, güdümlü, kişisel hiçbir yardım olmasın! Artık gerçek bir kültür- sanat atılımının yolunu açacak yatırımlar şarttır.
Yaşar Günbay
Selim yanlış hesaba devam ediyor
"Elmalarla armutlar toplanmaz, çıkarılmaz" dedik, ama Selim kardeş, yanlış hesaba devam ediyor. Tiyatroyla pancarı kıyaslıyor. İyice bunalmış belli ki. Öyle ya; hem sol görünüp, hem sağdan besleneceksin, sonra da, birgün biri bunun hesabını sorunca tökezleyeceksin. Neymiş? "Ankara Ekin Tiyatrosu salonunu herkese açıyormuş, çok iyiliksevermiş miş miş miş." Bu HAKmış. Sen ne hakkından bahsediyorsun? Senin Ekin'in için hak da, diğerlerine değil mi? Hak kısmi olmaz, kişisel olmaz yada Ali Poyrazoğlu, şu bu, üç beş kişinin dudak arasına bağlı olmaz. Eğer bu satın almaya, susturmaya, kollamaya yönelik devlet yardımı haksa, alsın haklarını başlarına çalsınlar! Kişisel, kısmi yardımın adı; asla hak olamaz. Kültür- sanat adına daha geniş ve kapsamlı bir ekonomi politikası zorlanmalı. Anlaşıldı ki, bunu Ekin Tiyatrosu talep etmeyecek. Sus payını aldı, sustu, hatta susmadı. İşte bu yanlış uygulamanın savunucusu oldular. İşte satın alma, tam da budur. Siz sahnede Aziz Nesin oyunu sahneleyip, sözde solculuk oynamaya devam edin, gerçek hayatta satılmışsınız, bunu görmeyelim he mi? Yoook, o kadar uzun boylu değil Selim bey!
Ender Kahraman
İşte budur!
Selim ve Hakan ikilisine (yada teklisine), Murat arkadaş çok güzel cevabı vermiş. Onun bir paragrafını kopyalayarak, ben de bir örnekle pekiştirmek istiyorum:
Devlet, ülke ihtiyacı olduğunu düşündüğü tarım ürünlerine destek alımı yapıyor, destek veriyor; böylece özgür çifçinin, özgür iradesini teşvikle, bir yere yönlendirmiş oluyor. Peki tiyatroda aynısını düşünelim: Devlet, yarın öbürgün aynısını yapmaya başlarsa ve "Biz kimseyi zorlamıyoruz, isteyen istediği oyunu sahneleyebilir amaaa; bu ülkenin milli örf, adet, manevi duygularını geliştirecek oyunlara ihtiyacı var, geleneksele ihtiyacı var, biz onların artması için teşvik (alımı), teşvik yardımı yapacağız" derse ne olacak?
Evet, işte zurnanın "zort" deliği burda. Belki tarımda teşvik iyi bir amaca hizmet edebilir. Ama benzeri kültür- sanat, edebiyatta oldu mu; kesinlikle zaman içinde iktidar görüşlerinin ve kapitalist devletin zihniyetinin yayılması için kullanılacaktır. Bakınız Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nun tavsiye ettiği kitaplar, Kültür Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser yada basımı Kültür Bakanlıkları'nca yapılan kitaplar. Bu son derece tehlikeli yapıya son! Bir sol tiyatro (Ekin), bu yardımdan üç kuruş aldı diye, yanlışı savunamayız, oportünistlere aldırmadan yola devam!
Neşe
Dikkat tuzak
Selim yada Hakan, yada her ikisi de, yada her neyse; bu imza kampanyasını sabote etmeye çalışıyor, oyuna getirip, konuyu sulandırmak istiyor. Lütfen bu kenetlenme sağlanmışken, zıvanadan çıkmayın. Arkadaş cevap vermiş zaten, ama eğer pancara, fındığa destek veriyorsa bile; herkese eşit veriyor, fındık eken Ekin Tiyatrosu'na verip, fındık eken "Kasım Tiyatrosu"na vermemezlik yapmıyor. Suçunuza kılıf aramayın, devletin kayırmacılığı altına girmişsiniz, susun oturun satılmışlar!
Murat Karahan
Sahte ve gerçek adıyla her iki Selim Kalıç'a
Devlet; pancara, ayçiçeğine, tütüne, fındığa ve çaya da destek vermiyor kardeşim. Önce doğrusunu öğren. Destek alımları yapıyor. Yani belli miktar tarım ürünü alacağını taahhüt ediyor ve böylece o ürünün ekilmesini sağlıyor. Neden? Çünkü o ürüne ülkenin ihtiyacı var ve çiftçileri o ürünü ekmeye ikna etmek için böyle bir teşvik alımı uyguluyor. (Hatta belli bir süre sonra ihtiyaç azalıp devlet teşvik alımı da azalınca çiftçiler isyan ediyor.) Şimdi senin mantıksız, ama dediğinde direnen biri olduğunu, eski forumlardan hatırlıyorum, ama gene de cevap yazmaya devam ederek, senin mantığınla davranalım bakalım ne olacak? Devlet, ülke ihtiyacı olduğunu düşündüğü tarım ürünlerine destek alımı yapıyor, destek veriyor. Böylece özgür çifçinin, özgür iradesini teşvikle bir yere yönlendirmiş oluyor.
Peki tiyatroda aynısını düşünelim: Devlet, yarın öbürgün aynısını yapmaya başlarsa ve "Biz kimseyi zorlamıyoruz, isteyen istediği oyunu sahneleyebilir amaaa; bu ülkenin milli örf, adet, manevi duygularını geliştirecek oyunlara ihtiyacı var, geleneksele ihtiyacı var, biz onların artması için teşvik (alımı), teşvik yardımı yapacağız" derse ne olacak? Hak'tan bahsediyosun; bu yardımın dayandırıldığı yasa, böyle bir uygulamaya engel mi? Değil... İsterse, pekala biz şu kıstaslardakilere yardım ederiz deme hakkı var ve zaten kısmen yapıyor (yerli oyunlara öncelik vermesi mesela). Yarın, bunu pancar alımı gibi; hükümetlerden biri kendince ihtiyaç olduğuna inandığı oyunlara göre yaparsa, söyleyebilecek hiç bir şeyin yok! O zaman kılkuyruk bazı tiyatrocular, para için iktidarın hoşuna giden oyunlar da yapmaya başlayacak, yada iktidar kendine yakın tiyatroları destekler olacak. Bu hak dediğin ve aslında yasal tarifesi çizgisi kıstasları belli olmayan "kişilere münhasır yardım" son derece yanlıştır. Neden bunu anlamamakta direniyorsun? Anlamazsın ve şimdi de "demir-çelikten" falan örnek verirsin. Çünkü seni biz iyi tanırız Selim Kalıç. Sen "dediğim dedik, çaldığım düdük"sün. Bu günaha ortak olanlardan biri de Ankara Ekin ya; ne sosyalistliğini hatırlarsın, ne düklerden kontlardan bahsettiğin günleri. Bu ayrıcalıklı yardım şeklini savunursun sadece ayrıcalıklıların arasına "ŞİMDİLİK" sizinkiler de girebiliyor ya. Diğerleri üç kuruş için sanatını satıyor, sen üç kuruş için sadece sanatını değil, ideolojini de satıyorsun (biz kalınlaştırdık - OYUN) bilmem fark edebilecek misin bir gün???
A. Ertuğrul Timur
Lütfen dikkat ediniz
Peşpeşe yazan, son iki yazının birinin altında "Selim", diğerinin altında "Hakan" ismi kullanılmış. Fakat aynı "ıp" numarasına sahip; 88.255.40.145 numaralı "ıp" dir. Elbette bu, ille de aynı kişi olmayabilir ve yanyana duran iki arkadaş, aynı pc (bilgisayar) den peşpeşe yazmış olabilir. Fakat bir süre önce belirtmiştik; burası forum alanı değil, imza alanıdır polemik açma amaçlı değildir. Eğer karşı düşüncede olan varsa, mail yoluyla iletir ve biz de, onlara köşe yazısı olarak yer veririz. Fakat bu alanı forum, tartışma, polemik alanı gibi rotasından çıkarmazsanız seviniriz. İmza tek yanlı bir propaganda şeklidir. Birisi bir konuda imza kampanyası açar; buna inanan imza atar, inanmayan atmaz. Yukarıda da söylediğimiz gibi, karşı görüşe kapalı değiliz, polemik yada ayaküstü tartışma şeklinde değil, köşe yazısı olarak yollarlarsa yayınlarız elbette.
tıkla: tiyatrom