29 Haziran 2007 Cuma

Sadakaya ve Hormonlu Sosyalistlere Hayır!

tiyatrom, Türkiye Tiyatro Tarihi'ne önemli bir katkıda bulundu. "Devlet Sadakası" karşıtı bir kampanya başlatan tiyatrom, erguvani (oligarşik) Türkiye tiyatrosunun makyajının dökülmesine neden oldu. Sağdan sola, yukarıdan aşağıya; zor bir bulmacayı çözer gibi çaba harcayan insanların düşünsel emekleriyle, başarıya ulaşan kampanya, "Devlet Sadakası" çanağını yalayanları rahatsız etti...

Tartışma sürecinde, yepyeni terimler / deyimler de ortaya çıktı. En çok hoşumuza giden deyim; "Hormonlu Sosyalist" sözü oldu. Dün (29 Haziran 2007) tarihinde, Neşe adlı kişinin kullandığı "Hormonlu Sosyalist" sözü, sadece kullandığı kişi (Ankara Ekin Tiyatrosu militanı Selim) ile sınırlı kalmayıp, sosyalizmi bireysel çıkarları için kullanan herkes için kullanılabilecek denli güçlü bir deyim...


tiyatrom'dan:

Neşe
Bireysel çıkarlar toplumsal çıkarların önüne konulursa
Bireysel (topluluksal) çıkarlarını, toplumsal çıkarların önüne koyabilen sosyalist model de yeni çıktı galiba. Sosyalistlikle liboşluğu karıştırdı Ankara Ekin Tiyatrosu'nun Selim'i anlaşılan. Özal Dönemi sosyalisti mi ne bu arkadaş? Herşeyin hormonlusu çıktı; bu da Hormonlu Sosyalist olmalı :)

Murat Karahan
Selim Şaşırdı Allah şaşırtmasın mı demeli
Selim kardeş hem sosyalist olduğunu savlayıp, hem de devletten iane alanlardan olmanın şaşkınlığıyla iyice şaşırdı. Özel, bireysel taleplerle devletin genel anlamda yapması gereken görevleri ayırt edemeyecek kadar şaşırdı. Okullara salon yapımı yada her ile, ilçeye salon yapımı yada biletlerden vergi alınmaması; bireysel çıkar değil, genel toplumsal bir yarardır. Buna kimse karşı çıkmıyor; sosyalist toplumda da, kapitalist toplumda da devlet, kamu yararına bu genel hizmetleri gözetmek ve bu görevleri yerine getirmekle mükelleftir. Biz de devlete bu mükellefiyetini hatırlatıyor, görevini yapması için baskı grubu oluşturuyoruz. Sizinkisi ise böyle birşey değil; kamu yararı yada devletin vatandaşa eğitim sağlamak, kültürel yatırım yapmak gibi asli görevi değil, genele yönelik değil; bireysel, kısıtlı kişilere özel yardımdır. Bu basit gerçeği göremeyecek, bunun ayırdına varamayacak ve pancar teşvikiyle, tiyatrolara teşviği örnekleyebilen birini neden hala muhatap alıyorsak? Tesadüfen sosyalist olduğu zannına kapılmış bu arkadaş, bu basit temel farkları ayırt edemeyecek kadar sığ belli ki...

tıkla: tiyatrom