5 Haziran 2007 Salı

Eleştiri üzerine

Eleştiri, öznel bir durum değildir... Eleştiri, bize, bizim öznel evrenimize yöneldiğinde, üzerinde durulacak bir konu değildir... Eleştiri, özellikle sanatla uğraşanlar tarafından, sürekli olarak üzerinde durulması gereken bir olgudur...

tiyatrodergisi.com.tr, alışkın olmadığımız bir tavırla, kendi yazarı Üstün Akmen'in eleştirmenliğini eleştiren bir tiyatrocunun görüşlerine sitesinde yer verdi... ( tıkla: Tiyatro Eleştirmenliğinin Dinamikleri Ve İdeolojisine bir bakış - Üstün Akmen Örneği / Mesut Yüce )

Görüşlerinin, neredeyse tamamına katılma isteği içerisinde olduğumuz Mesut Yüce, ne yazık ki, iğne kendisine değdiğinde, çuvaldızın ayrımına varıyor...

Herşeyden önce, şunu belirtmekte yarar var: Üstün Akmen'i eleştirmek kolay! Neden? Çünkü yanıt vermiyor!! Çünkü, susarak durumu savuşturuyor!!!

Devletin sıcak koltuğuna oturan Mesut Yüce, söylem bağlamında, son derecede doğru şeyler söylese de, önemli yanlışlar yapıyor...

Peki bu yanlışlar ne?...

Eleştirmenliği öznelleştiren, özelleştiren Üstün Akmen'i, Karadeniz Tiyatro Festivali'ne dahil etmekle, en büyük yanlışı yapan Mesut Yüce'ler, Coşkun Büktel'i de bu sürece dahil edebilirlerdi. Bizce, ülkemizdeki nesnel tiyatro eleştirisini en iyi yapan kişi olan Büktel, bu festivale, önemli katkılarda bulunurdu...

Bu arada, ikide bir "diyalektik" sözcüğünden medet umduğuna göre, Mesut Yüce'nin gönlünde sosyalizm tohumları var... Bu tohumların kırpıntılarıyla, Evrensel gazetesinin "sosyalist tiyatro eleştirisi yapabileceği" kararına varıyor... Ne yazık ki, Evrensel gazetesi, özellikle tiyatro konusunda, kapitalizmi yeniden üretmenin dışında, hiçbir edimde bulunamıyor... Belki de niyetleri yok!

Bizi yakından ilgilendiren bir paragrafı, buraya aktarıyoruz:


"Bilindiği üzere Sayın Akmen sosyalist bir gazete olan Evrensel’de yazıyor. Buradan şu sonuca ulaşmak sanıyorum yanlış olmayacaktır. Sayın Akmen sosyalist dünya görüşünü hem siyasi ve hem de kültürel, sanatsal olarak kendisine yol seçmiş bulunuyor. Eğer bu vargımız doğru ise, siyasi alandaki sosyalist görüşlerinin, kültürel ve sanatsal alanda da mevcut, baki olması gerekmez mi? Sanıyorum öyle olması gerekir. Sosyalist bir siyasal, sosyal algı doğal olarak, kültüre ve sanata da aynı zeminden bakmayı gerektiren bir ciddiyet ve zorunluluk taşımalıdır. Bu zorunluluk elbette kendi dünya görüşünün eleştirisini de içerecektir ve fakat zemin değişmez, bu minvalde kendisini konuk ettiğimiz Karadeniz Tiyatro Festivali’ndeki oyunlara yaptığı yorumlar örnek olacak düzeyde! En çarpıcı örneği vereceğim."


Bu paragrafı irdelemek istiyoruz... Somut öznesi olmayan, genel geçer bir dille başlayan paragraf, "desteğe muhtaç":

"Bilindiği üzere Sayın Akmen sosyalist bir gazete olan Evrensel'de yazıyor."

Biz, Evrensel gazetesini, sosyalist olarak görmüyoruz...

"Sayın Akmen sosyalist dünya görüşünü hem siyasi ve hem de kültürel, sanatsal olarak kendisine yol seçmiş bulunuyor."

Evrensel gazetesi, sosyalist olmadığı için, sosyalist yada "hakikatten yana" (örnekse Coşkun Büktel) yazarlara "olanak" tanımıyor. Uzun zaman burjuvazinin dizi dibinde bağdaş kurmuş Üstün Akmen'e olanak tanıyor...

Şöyle de söylenebilir: Üstün Akmen sosyalist olmadığı ve yüzeysel değerlendirme yaptığı için Evrensel'in yalınkat okuruna seslenebiliyor. Örnekse Coşkun Büktel, gerçeklerden yana olduğu ve derinlikli değerlendirme yapabildiği için, yalınkat Evrensel okurlarına "çok görülüyor"...

Sosyalizmi bilmeyen, böyle bir derdi olmayan Üstün Akmen'den "Şanghay Dramatik Sanatlar Merkezi'nin "Köpeğin Yüzü" adlı oyununu sağlıklı bir dille eleştirmesini beklemek doğru olmaz...

Sayın Mesut Yüce'nin birçok görüşüne katılmamıza karşın, bir öneride bulunarak, yukarıda link'ini verdiğimiz yazıya yönelmenizi arzu ederiz...

Önerimiz: Lütfen, bir daha Üstün Akmen yada bir başka kapitalist eleştirmeni davet ederken, yazdığı gazeteye bakarak karar vermeyin. Konuğunuzun, tiyatro üstüne neler ürettiğine bakarak karar verin!