14 Haziran 2007 Perşembe

Denizli Amatör Tiyatrolar Festivali

Cemal Bulunmaz


Denizli Amatör Tiyatrolar Festivali

Denizli Belediyesi’nin uzun yıllardır düzenlediği Amatör Tiyatrolar Festivali’ni izlemek üzere 25-27 Mayıs tarihleri arasında üç gün Denizli’de bulundum. Altı gün süren festivalin (25-30 Mayıs) yarısında bulunmam nedeniyle ne yazık ki bir çok grubun oyununu izleyemedim. Ancak üç gün festivalin havasını almam ve organizasyon hakkında bir fikir edinmem için fazlasıyla yeterli oldu.

Festivali, Türkiye’deki pek çok festivalin aksine özel bir organizasyon şirketi değil, belediye çalışanları organize etmiş. Denizli’de faaliyet gösteren Denizli Yaşam Tiyatrosu ortaklığı ile hazırlanan festivalin çalışanları arasında bu tiyatronun oyuncuları da görev almış.

Festivalin en renkli olaylarından biri kuşkusuz yurtdışından gelen oyunlar oldu.

Sırf Türkiye dışından olmaları bile farklı kültürleri temsil etmeleri açısından çok önemliydi.

Festivalin açılış oyunu da yurtdışından, Azerbaycan’dan geldi. Eğlencelik bir oyun sunan Azerbaycanlı grup oyununu Denizli’nin en önemli sahnelerinden olan Belediye Sanat Tiyatrosu’nda sergiledi. Belki festivalin açılış oyunu olduğundan, belki Denizlili çok sayıda belediye görevlisinin izleyici olmasından, salon tam doluydu.

Birinci gün yalnızca bir oyun sergilenirken, ilk günün asıl olayı oyunun öncesinde hazırlanan kortej oldu. Davetli grupların katılımıyla gerçekleşen kortej Denizli Valiliği’nin önünde toplandı ve hatıra fotoğrafları çekildi. Kortej boyunca Antalya Azize Kahraman Halk Eğitim Merkezi ve Ordu Belediyesi Şehir Tiyatrosu’ndan gelen genç oyuncuların epey eğlendiğini söyleyebilirim. Bunun yanında Azerbaycanlı grubun “Azerbaycan-Türkiye, bir millet iki devlet” biçimindeki sloganı da epey ilginçti.

Kortej Denizli’nin büyük caddelerinde devam ederek Denizli Belediye’sinde son buldu. Bunun ardından Azerbaycanlı grup oyununu sergilemeden önce belediyenin yemekhanesindeki yemeğe geçildi.

Festivalin ikinci gününde çok sayıda grup oyunlarını sergiledi. Saatleri çakıştığı için bütün oyunları izleyemedim. Ancak özellikle görmek istediğim oyunlardan birini, organizasyonu Denizli Belediyesi ile ortak düzenleyen Denizlili amatör tiyatro grubu Denizli Yaşam Tiyatrosu’nun İki Kalas Bir Heves adlı oyununu görme fırsatım oldu.

Osmanlı’dan bugüne devletin tiyatro üzerindeki etkisi ve kısıtlamalarının konu alındığı oyunun metni oldukça geniş bir zamanı kapsıyordu. Osmanlı Devleti’nin son döneminde tiyatro, tiyatrocular ve genel anlamda fikir özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların işlendiği oyunun en ilginç yeri, cumhuriyetin ilanının ardından hiçbir şey değişmediğinin, engellemelere devam edildiğinin anlatıldığı son bölüm oldu. Dönem değişse de tiyatronun üzerindeki devlet baskısının asla kalkmadığı mesajını veren bir oyunun Denizli Belediyesi ile ortak bir çalışma ile hazırlanması ilginç bir ironi ortaya koydu.

Oyunun kurulumu teknik anlamda oldukça iyiydi. Üç-beş önemsiz hata olsa da, oyuncuların genel performansı iyiydi. Bu arada 26 Mayıs günü sergilenen oyun İki Kalas Bir Heves’in ilk gösterimiydi.

Bu üç gün içinde izleme fırsatı bulduğum bir diğer oyun Ordu Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu adlı oyunu oldu. İki Kalas Bir Heves’in ardına daha önce çok kez sergilenen oyun bu kez yeni bir kadroyla Denizli’deydi. Yine genç oyuncuların sunduğu oyunun konusu daha basit, ancak akıcıydı.

Festival boyunca oyun sergileyecek pek çok yabancı grup vardı. Ancak bu grupların Azerbaycan dışında hepsinin gösterileri festivalde bulunmadığım tarihlerde olduğundan hiçbirini izleme fırsatım olmadı.

Yunanistan, Nahçıvan, Kosova, Gürcistan, Azerbaycan ve Almanya, oyun sergileyen ülkeler oldu.

Genel organizasyondan söz etmek gerekirse, böyle uzun yıllardır yapılan bir festival için çok başarılı olmadığını söyleyebilirim. Gruplar arasındaki koordinasyon, zamanlama, programı takip konusundaki hassaslık gibi böyle organizasyonların can damarı olan konuların hepsinde aksaklıklar vardı. Yine gruplar için hazırlanan gezi programının Pamukkale’den ibaret tutulması şaşırtıcıydı. Bunun yanında programdaki mekanların birbirinden uzaklığı grupların gün içinde sürekli hareket halinde olmasını, bu da zaman kaybını beraberinde getiriyordu.

Grupların genel havası itibariyle Denizli’ye eğlenmeye gelmiş olması, bu organizasyon hatalarının üzerindeki baskıyı biraz olsun azaltıyordu. Yine de adının “amatör” olması, organizasyonun da amatör tutulmasını gerektirmezdi.

Festivali izlediğim süre boyunca pek çok Denizliliyle de konuştum. Oyunların seçimi ve organizasyondaki hatalar bir yana, Denizlililer durumdan memnundu. Zaten Denizli’de çok fazla tiyatro faaliyeti bulunmadığını söyleyen festival izleyicileri, burada niteliğin çok da önemli olmadığını, hiç değilse bir organizasyonun yapılmış olmasının önemini vurguladılar.

Gelecek yıl organizasyonun hem Türkiye hem yurtdışı ayağının daha geniş tutulacağını ve festival boyunca yaşanan çok sayıda aksaklığın biraz olsun düzeltileceğini umuyorum.