Sevgili Hilmi Bulunmaz,
Bilmelisiniz ki yaptığınız Internet ve yayın faaliyetini sonuna kadar destekliyorum-z... (Özgür Tiyatro) Ortak bir paydamız olduğuna da, sonuna değin inanıyorum ve sosyalizmden yana güçler olarak verdiğimiz mücadelede ortaklığımızın baki olacağını düşünüyorum...
Şimdi bir soru sormak istiyorum: Resmi ideoloji ile bağlantılandırdığınız (tıkla: AİKM) bu yazıyı neden basarak sizin tabirinizle resmi ideolojinin muhalif görünümü olan bir kurumun istemsiz duyurusunu yapmaktasınız?..
Sadece söz etseydiniz ve başlıktaki gibi verseydiniz; anlayabilirdim varolan deşifrasyonu... Ama duyuru mahiyetindeki bu yayıncılığı anlayamıyorum...
Nedenlerini açıklarsanız sevinirim...
Bu kurumdan bir arkadaş Erkan Yücel ile ilgili bir yazı yazdı.(Bkz. tiyatronline) Ben ona mail attım; çünkü yazının üslubundan bilmediğimiz bilgi - belgelere sahip olduğunu sandım... Ama o, bana bu belgeleri sorduğumda; bildiğimiz tiyatro kitaplarının isimlerini verdi... Burada elbette üzüldüm... Toplumcu Türkiye Tiyatrosu üzerine yüksek lisans tezi vermiş biri olarak beklediklerimi bulamamıştım...
Araştırdık ve bu arkadaş tarafından bizden istenen; kurumlarının faaliyetlerinin yayımlanmasını genel yayın sorumlumuz reddetti... Ve genel yönetmen olarak da ben, hak verdim...
Şimdi ikinci sorum birinciyle bağlantılıdır; sizce "yayın politikaları"nın olmazsa olmaz koşulları sosyalist tiyatro kurumlarında nasıl olmalıdır ve kahrolası resmi ideolojinin etkinliklerini onlardan bahsetmemiz gerekirse bile yayımlamalı mıyız?
Biraz uzun oldu, ama gerçekten önemsediğim bu durum hakkında beni aydınlatırsanız sevinirim...
Resmi ideolojinin tüm çarpıtıcı misyonlarına karşı olduğumuz bilinciyle selamlar...
Özgür Tiyatro / Özgür Başkaya
Hemen yanıtlayalım:
Sevgili Özgür Başkaya,
Öncelikle, bizimle üleştiklerinizin, bizi ivmelendirdiğini belirtelim...
Sosyalist olduğumuzu, sosyalistler yadsımıyor da, her nedense (örnekse Mustafa Demirkanlı) finans kapitalin çanağını yalayanlar tarafından sosyalist olmadığımız kanıtlanmak isteniyor...
Geçelim...
Gelelim sorunuza:
"(...) resmi ideolojinin muhalif görünümü olan bir kurumun istemsiz duyurusunu yapmaktasınız?.."
Ben, şöyle düşünüyorum: Ne yazık ki, AKP ve diğer gericiler karşısında durduğunu iddia eden bu resmi ideologlar, ezilen ve sömürülen insanlarda, özetle işçi sınıfında bir yanılsama oluşturuyorlar... Örnekse, tam da Bir Mayıs Bayramı öncesi, Türk bayrağını kapan, kendini meydanlarda buldu... İşçi sınıfının önemli günü öncesi, bence, bilinçli olarak, sınıfsal kin; vatanseverlik kiniyle sündürülmek istendi...
Toplumun, zaten ezici çoğunluğu AKP'ye (hatta parlamentoya) güven duymamasına karşın, aynı zamanda vatanseverlere de güven duymuyor...
AKP'nin herşeyi asaleten değil de, vekaleten yürüttüğü toplum mühendisliğinde, Devlet Tiyatroları da bundan nasibini aldı...
Toplumun; kendi kendini yönetmesini arzu eden Toplumcular'ın dışında, hangi kişi, kuruluş ve kurum varsa, onların karşısındayız...
Sözü uzatmaya gerek yok; Attila İlhan Kültür Merkezi de, snop ve elitist yapısıyla, daha anlaşılır bir biçimde gündeme gelmesi gerekir...
Örnekse; Hayati Asılyazıcı, Ahmet Levendoğlu, bayrağa sarılı fotoğrafıyla Banu Avar, Yücel Erten, Feyza Hepçilingirler, Yusuf Çotuksöken, Demet Taner ve binlerce resmi ideologun, sadece bizim sitemizde değil, hiçbir sitede yer bulamaması gerekir... Özellikle; Bir Mayıs ve Deniz Gezmiş'lere değer verdiğini iddia eden Gölge Tiyatro'da da...
Eleştirini doğru buluyorum...
Yaptığımız, bir tepki duyurusuydu...
Özellikle, herşeye karşın, bize yakın durduğunu sandığımız Gölge Tiyatro'da değil de, tiyatronline gibi Kemalist bir sitede görmüş olsaydık, sanırım üstünde durmazdık...
Erkan Yücel'e gelince...
Bu durumu da fazla önemsememek gerekir kanısındayız...
Ne yazık ki, bir zamanlar, benim de kıyısında gölgelendiğim İşçi Partisi, Erkan Yücel'i, dilediği gibi "kullanma" hakkına sahip!
Bu vesileyle, bir kez daha vurgulayalım: Bizim için önemli siyaset; Bütün Dünya İşçileri'nin birleşmesi... Taşınması gereken bayrak, evrensel toplumcu değerlerin bayrağı olmalı...