6 Mayıs 2007 Pazar

KONUK YAZI

Erzurum Gürses Gazetesi Şark Köşesinden;

Zeynep BAYRAKTUTAN
zeynepbayraktutan@hotmail.com

GÜRSESİMİZLE HAYKIRIYORUZ

Bu yıl tiyatro sezonu Karımla Evleniyorum adlı oyunla cumartesi akşamı muhteşem bir final yaptı. Oyuncuların performansları, seyircinin coşkusuyla doruğa ulaştı.Kahkahaların dibine vuran izleyici son oyunda adeta deşarj oldu. Tüm oyuncuların ve özellikle baş rol oyuncusu Serhat Kılıç’ın sergilediği oyun hatta buna gösteri de diyebiliriz, seyirciyi yer yer ayakta alkışlattı. Serhat’tan dökülen şıpır şıpır terler mesleğine ve seyircisine olan saygısının bir göstergesiyken emek ve gayretleriyle oyuncularıyla gurur duyan Devlet Tiyatrosu yeni sezonda da çok başarılı oyunlara imza atacaklarından eminim.

Tiyatromuzun bu yıl Türkiye genelinde yüzde 104.08’ le elde ettiği birincilik ve seyirci oranın 40 binleri aşması, Erzurum için çok büyük bir başarıdır. Tiyatro izlemek için merdivenleri bile tercih eden seyirci bu başarının asıl kahramanlarıdır. Kültür ve sanat adına çok az şeyler yapılan şehrimizde tiyatroya gösterilen ilgi gerçekten küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Seyirci portföyünü yalnızca üniversite öğrencisi oluşturduğunu düşünenler büyük bir yanılgıdadır. Her kesimden ve yaştan gördüğümüz izleyiciler bize, tiyatronun devlet tiyatrosu olması sebebiyle her yere ulaştığını gösteriyor. Zaman zaman devlet tiyatrosunu eleştirirken bu gerçeği ben de dahil olmak üzere unutuyoruz. Kültür ve sanat adına yapılan bu hizmet kendi içinde büyük çaba ve masraf gerektirirken karşılığında beklenen sadece seyircinin ilgisi ve beğenisi. Gerek köşe yazılarımda gerek ulusal tiyatro dergilerine yazdığım oyun eleştirilerinde, hep seyircinin beğenisini ve ilgisini baz alarak tiyatro adına yapılan hizmetlerden bahsettim. Kimi çevrelerce bu devlet tiyatrosunun tetikçisiymişim gibi algılandı.

Benim bir oyun yazarı ve köşe yazarı olarak siyasetle ve yöneticilerimizle işim olmaz.Ben ortaya çıkan işe bakarım ve işin seyircisiyle buluştuğu zaman yarattığı etkiyle ilgilenirim. Devletin tiyatrosu diye bunu hükümete ve başındakilere mal edenler bence asıl sanata ve kültüre at gözlüğüyle bakanlardır.Asıl tetikçilik sanatı taraflı bir şekilde değerlendirip, ilerlemesine yaşamasına engel olmaya çalışanlardır. Şehrimizde maalesef ki devlet tiyatrosu dışında profesyonel anlamda tiyatro yapılmamaktadır. Ve yıllardır neden bizim bir şehir tiyatromuz yok diye feveran eden ve bu hükümeti bu anlamda eleştiren yine benim. Üstelik Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro bölümünden binlerce işsiz mezun veren bir şehirde, acilen bir kültür sitesi ve belediye tiyatrosuna ihtiyacımız olduğunu her fırsatta dile getiren biri olarak ve Erzurum’da yaşayan biri olarak devlet tiyatrosu dışında yazılarımda nelerden bahsetmemi bekliyorlar anlamış değilim.

Geçenlerde Oyun dergisinin internet sitesinde, yine bir tiyatro sitesi olan tiyatronline da Erzurum Devlet Tiyatrosunda yönetmenlerle yaptığım söyleşiler, işte bu tarzda yani bana devlet tiyatrosunun tetikçisi damgası vurularak, daha benim ne iş yaptığım ve kim olduğum bilinmeden acımasızca eleştirilmiş. Batıda her türlü kültür ve sanat imkanları olan bu arkadaşlarımız için belki istediklerini beğenip istediklerini karalamak, sanatı ölçümlendirmek, şımarıkça eleştiri yapmak çok kolay olabilir ama biz doğuda senede dört oyundan başka oyun izleme imkanı olmayanlar için devlet tiyatrosunun bir lüks olduğunun farkındayız. Bizim bir tane tiyatromuz var… İster devletin olsun ister olmasın, yeri gelince kendi içimizde eleştiririz ama yeri gelince de dışarıda tiyatromuzla gurur duymasını biliriz. Çünkü bu tiyatronun kahrını da zevkini de yaşayan, olanaksızlığını ve olanaklarıyla neler başardığını bilen biziz. Buradan tiyatro şımarıklarına sesleniyorum! Türkiye genelinde seyircisiyle birinci olmuş bir tiyatronun hizmetlerinden haberdar ettiğimiz için, hepsinden önemlisi tiyatronun Erzurum’da görülen saygısı ve ilgisi hatırına, bizleri teşvik edip ödüllendireceğinize, sizler orada hala, yok devletin tiyatrosu, yok şunun müdürlüğü diyerek tiyatroya olan saygınızı yitirmişsiniz. Hükümetler gelir geçer…Yöneticiler gelir geçer…Ama tiyatro her zaman yaşayacaktır. Ve biz tiyatro severler ona sahip çıkmaya devam edeceğiz.. Başkaları gibi kabuğundan çıkıp yumurtasını beğenmeyenlerden değiliz biz. Her türlü kısıtlı imkanlara rağmen şehrimizde kalıp, Gürsesimizle haksızlığa haykıracağız…