Malumunuz, AKP ile AKM arasında bir yeğleme yapmamız dayatmasında bulunan "Karanlığa Karşı Karanlık" diye özetleyebileceğimiz bir eylemlilik içerisinde olan ve bu durumu hazırlayan önemli kişiler Orhan Kurtuldu (TOMEB İstanbul Temsilcisi) ve adaşı Orhan Aydın (Nazım Hikmet Kültür Merkezi Temsilcisi), bu eylemliliğin oluşturduğu rüzgarın yelkenlerini şişirmesiyle Tiyatral İstanbul Dergisi Danışma Kurulu üyeleri oldular...
Tiyatral İstanbul Dergisi Danışma Kurulu üyelerinin adlarını yazalım:
Ayşe Emel Mesci (yönetmen - Cumhuriyet gazetesi yazarı), Doç. Dr. Hasan Erkek (oyun yazarı - Anadolu Üniversitesi Öğretim Görevlisi - OYÇED Yönetim Kurulu Üyesi), Haşmet Zeybek (İBBŞT/ yazar - oyuncu - yönetmen), Hilmi Zafer Şahin (İBBŞT ve Gösteri Sanatları Merkezi dramaturgu), Yar. Dr. Kerem Karaboğa (İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi), Mehmet Öner (Eleştirmen - Evrensel gazetesi yazarı), Doç. Dr. Nurhan Tekerek (Uludağ Üniversitesi Kültür Sanat Kurulu Üyesi - OYÇED Bursa Temsilcisi), Orhan Aydın (oyuncu - Nazım Hikmet Kültür Merkezi temsilcisi), Orhan Kurtuldu (İstanbul Devlet Tiyatrosu oyuncusu, yönetmeni - TOMEB İstanbul Temsilcisi), Yaşam Kaya (tiyatronline sitesi editörü)
Birkaçı dışında, her biri devletten beslenen bu kişiler, ister istemez statükocu ve burjuvazinin tiyatro anlayışını temsil edecek bir düşünsel yapıya sahipler...
İftiracılıktan köşeye sıkışmış durumda olan Özdemir Nutku'ya (bkz. Özdemir Nutku skandalı) sayfalarını açan Tiyatral İstanbul, eylemlilikte birlikte oldukları A. Ertuğrul Timur'un "KINAMA" (not: yazı daha sonra, yeniden ele alınıp, "KINAMA" sözcüğü çıkartılarak; "AKM, Tiyatral İstanbul karşı Sanat Cephesi ve Farklı Görevlerin ayırdına varabilmek" olarak değiştirildi. Ancak, ilk halinde de, anonsta, şimdiki ad vardı. Tıkla'dığınızda; "KINAMA" ile karşılaşıyordunuz.) adlı yazısında eleştirdiği konulara muhatap olduğundan, bakalım bu durumdan nasıl kurtulacak?!
Kısa bir alıntı yapalım ve okurlarımızı A. Ertuğrul Timur'a yönlendirelim:
"(...) Tüzel kişilik (yani dernek temsilcileri) basın duyurularını yaparken mümkün olduğunca tüm basından yararlanmaz mı? Yani TOMEB İstanbul temsilcisi'nin yada Nazım Hikmet Kültür Merkezi temsilcisinin bu sıfatlarından dolayı yapmaları gereken ellerindeki bilgiyi mümkün olduğunca tüm yayınları kullanarak kamuoyuna ulaştırmaya çalışmaları gerekmez mi? Bu tüzel kimlik temsilcilerinin bazı haberleri sadece kendi içinde oldukları yayınlara aktarmak gibi bir lüksleri olabilir mi? (...)
(...) Sayın Orhan Kurtuldu ve Sayın Orhan Aydın bir çok önemli kimliği yüklenebilen iki saygın isimdir. Fakat sanıyoruz ki bu kez birbirinden bağımsız götürmeleri gereken kimliklerden bazıları diğerlerine baskın gelmiştir. Gerek tüzel kişilik yani dernek, örgüt temsilcileri olarak, gerek karanlığa karşı sanat cephesi temsilcileri olarak yapmaları gereken bu hassas konuda bu kimlikleri ile hareket etmeleri tüm basına eşit davranmaları idi. Ama sanıyoruz ki yeni başladıkları Yayın Kurulu (Danışma Kurulu - OYUN) (Yazı yeniden ele alındığında, durum düzeltildi ve "Danışma Kurulu" olarak yazıldı.) üyeliği kimlikleri baskın gelmiş, bu konudan daha çok yayın aracılığıyla daha çok kişinin haberdar olmasını değil, dergilerinin atlatma haberle öne geçmesini tercih etmişlerdir." (...)
tıkla: tiyatrom