18 Mayıs 2007 Cuma

ALLAHSIZ GENÇLİK

ÖNSÖZ

ÖDÖN VON HORVATH'IN KALICI YANI

1 Haziran 1938 günü Paris'te birden patlak veren kasırganın kopardığı çınar dalıyla beyni parçalanarak öldüğünd, Ödön von Horvath ancak otuzsekiz yaşındaydı; fakat arkasında on altı oyun ve dört roman bırakmamıştı. 1931'de Kleist ödülünü kazandıktan sonra birden ön plana çıkmış, piyesleri birçok sahnelerde bir bir arkasından oynanmaya başlamıştı. 1933'te Almanya'da Naziler yönetimi ele geçirince, Horvath'ın sahneleri, seyircileri hızla elden gitti. Önce Avusturya'ya geçti. Hollanda, Fransa ve Çekoslovakya arasında yedi yıl oradan oraya gitti.

Horvath, Birinci Dünya Savaşı sonunda parçalanan Habsburglar yönetimindeki Avusturya İmparatorluğu'nun Fiume şehrinde dünyaya geldiğinde yirminci yüzyıl yeni başlıyordu. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında en parlak dönemini yaşamış olan Avrupa burjuva düzeninde ilk çatlaklar baş göstermişti. Kimisine göre bir "Milletler mozaiği", kimine göre bir yamalı bohça olan Habsburglar İmparatorluğu'nda da çatlaktar başlamıştı. Orta sınıfın bencil ve çıkarcı düzenini örten yalancı yaldızlar hızla dökülüyor ve çirkinlikler ortaya çıkıyordu. İlk eserleriyle başlayarak en son roman ve oyunlarına kadar, Horvath, hep bu çirkin ve bencil düzeni yerdi. Birinci savaş sonrasının karanlık, çöküntü sarsıntıları arasında çocukluktan gençliğe geçti. Horvath'ın eserleri Berlin, Viyana, Hamburg ve Prag'da büyük ilgi toplarken, sömürücü düzenin büyük endüstri kralları en son kanlı oyunlarını sahnelemeye hazırlanıyorlardı. Hitler'i önce Almanya'da iş başına getirdiler. Horvath, Almanya'nın en büyük edebiyat ödülü Kleist armağanını kazandıktan iki yıl sonra Almanya'dan uzaklaşmak zorunda kaldı. Zira, Hitler çılgınını Almanya'nın başına geçiren endüstri kralları, doymaz çıkarlarını sağlamak için önce Almanları, sonra da ürkek ve kararsız bütün orta aydınları ve bilinçsiz yığınları "Kaynaşmış Millet" yalanıyla avlamak çabasındaydılar. Toplumdan, sınıflardan, çıkarcılardan söz açan yazarlar, sanatçılar en büyük düşmanlarıydı. Kısacık ömründe sıraladığın on altı piyes ve dört romanında küçük burjuvaları acımasızca yeren, yerden yere vuran Horvath çapında bir yazarı elbette bağışlamazlardı. Horvath için küçük burjuvalar, kendi kör çıkarcıklarından ötesini göremeyen "sevimsiz, yavan ve acınacak kişiler"di.

Horvath, 1933-38 arasında yazdığı romanlarında da oyunlarında ele aldığı konuları canlandırdı; Alman faşizmi maskesiyle hortlayan kapitalist sömürücü düzenin dişlileri arasında gözleri bağlı çırpınan sıradan insanları, ayrıntılardan arınmış bir anlatımla verdi. Allahsız Gençlik, Çağımızın Çocuğu, Dalgalar, Balık Burcu romanları bu sıradan küçük insanların, küçük çıkarlarından gayrısını düşünemeyen inançsiz kişileri anlatır. İnsanı ötesi yaratıklardan ayırt eden düşünden ve inançtan yoksundurlar.

Allahsız Gençlik romanı, Hitler Gençlik örgütünde yağmalara ve soygunlara hazırlanılan çocukla genç arası körpe insanoğullarının trajedisidir. Zencileri insandan saymayan, öğretmenlerini, analarını, babalarını küçümseyen, totaliter parti buyruklarını körü körüne yerine getiren gençler, aslında, çöken çürümüş düzenle bütün bağlantısını koparmış, fakat yeni bir inanç bulamamışlardır. Horvath'ın otuz yıl önce Alman gençliği olarak ele aldığı bu körpe insanlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana daha da arttı ve şu son yıllarda başta Avrupa olmak üzere bütün kara parçalarına yayıldı. Gençlik bunalımı diye bir genellemesi yapılan bu tedirgin gençlik, kapitalist ve sosyalist iki ayrı toplum düzeninde de genel çizgileriyle gittikçe belli bir varlık oluyor. Kapitalist düzendekiler, ekonomik yoksulluklardan, sosyalist düzendekiler günlük yaşama sıkıntısı çekmemeden, tedirginlik çizgisinde yan yana geliyorlar. Yürürlükte düzeni tutmuyorlar ve manasızlıkta çağdaş dünya sahne edebiyatında Brecht'in yakından izleyicisi ve Dürrenmatt ile Max Frisch'in hazırlayıcısı diye tanımlanan Ödön von Horvath, romanlarında kısa cümleli üslubu ve kişilerinin iç dünyasını verişteki değişik tekniğiyle ilgi çeker. Allahsız Gençlik, çok erken ölümü yüzünden sayısı dördü geçemeyen romanlarının en başarılısıdır. Türkçe'de ilk baskısı 1943'te çıkmış ve kısa sürede tükenmiştir.

Esentepe, Eylül 1972
Burhan Arpad