Çürüyen, küflenen, intihar eden, bir ceset haline gelip, ölümcülleşen Devlet Tiyatroları, dikiş tutmaz duruma geldi...
Süte su katamaz duruma geldi...
Süte o denli su kattı ki, artık sulu süt değil, sütlü su durumuna gelindi...
Coşkun Irmak adlı bir insan çıktı ve bu durumu dile getirdi...
Coşkun Irmak, sadece görüneni gösterdi...
Coşkun Irmak, yapması gerekeni yaptı...
Coşkun Irmak, doğruyu yaptı...
Tüm ölümcüllüğü ve hırçınlığıyla, tiyatro komiserleri, Coşkun Irmak'ın üstüne geldi...
Coşkun Irmak, yılmadı ve savaşımını sürdürüyor...
Biz, çok net söylüyoruz: Bu savaşımda, Coşkun Irmak istesin istemesin, nesnel koşullar gereği yanındayız...
Her alanda olduğu gibi, tiyatro alanında da faşizme, sanatsal şovenizme DUR demek zorundayız...
Coşkun Irmak'ın yeni yazısından tadımlık:
EDİP TÜMERKAN’IN SON SÖZLERİNE YANIT
Edip Tümerkan bir yazı daha yazdı ve bunun son olduğunu belirtiyor. Şimdi bu yazıyı da yanıtlayacağım. Yazının son paragrafı, yaşanan polemiğin dışında olduğu için, o paragrafı yanıtlama gereği duymadım.
Edip Tümerkan’ın bu yeni yazısını da, -ilki gibi- yanıt yazımla aynı sitede yayınlanacağı için, buraya almadım. Ama yine ilki gibi, ilerde bir kitapta ya da başka bir yerde yayınlanması söz konusu olursa, bütünlüğü bozmamak adına, tamamını yayınlayacağım.
Yanıtım, aşağıda.
tıklayın: tiyatrom.com