4 Nisan 2007 Çarşamba

'Devletin tiyatrosu asık suratlı olur'

Devlet Tiyatroları'nın cehennem ateşinde yanmaya başladığı günümüzde, 4 Temmuz 2006 tarihinde, www.bulunmaztiyatro.com sitesinde yayımlanmış bir yazıyı gündeme getiriyoruz:

Devletin tiyatrosu asık suratlı olur

Devlet, hiçbir konuda güleç yüze sahip değil. Tamamıyla asık suratı kendisine maske edinmiş. Suratını asmadan bir iş yaparsa, devletliği yok olacak sanıyor…

Devletin suratının asıklığı, sanatsal alana da yansımış durumda. Her ne denli güleç olmaya çalışsa da bir yerlerden pot veriyor. İçtenlikli olmadığı belli oluyor. Dikişleri sökülüyor…

Devlet, tiyatro alanında son derecede asık suratlı. Tam bir faşist görünüme sahip. Devlet Tiyatroları bünyesinde “iş” yapan “sanatçılar” kendilerini ne denli çağdaş, uygar ve entelektüel gösterirlerse göstersinler, içerisinde bulundukları faşist yapılanma nedeniyle, nesnel anlamda çağdışı, barbar ve donanımsız oldukları belli oluyor…

Dünya entelektüel donanımın oluşturduğu yazarları sahneye taşıyan Devlet Tiyatroları, bu yazarların damıtılmış düzeylerini “hiç”leştirip, “piç”leştiriyor. Hangi düzeyli yazarı ellerine alırlarsa alsınlar, yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar…

Bu Devlet Tiyatroları, salt Devlet Tiyatroları olarak ele alınmamalı. İstanbul Zabıta Tiyatroları, İzmit Zabıta Tiyatrosu, Bakırköy Zabıta Tiyatroları… gibi tiyatrolar da aynı yolun yolcusu…

Halkın istem ve isterlerine yanıt vermesi olanaksız (böyle bir niyetleri zaten yok/olamaz) bu yapılanmaların oyun oynarken bile suratlarının asık olduğunu afişlerinden de anlayabilirsiniz. Ben zamanımı boşa geçirmemek için, halka karşı sanatsal suç işleyen bu Devlet Zamazingoları denilen güruhları izlemeye gitmiyorum. Afişlerine bakınca midem bulanıyor. Bu bile nefret duygularımın depreşmesine yetiyor…

Kaynak:
http://bulunmaztiyatro.com/index.php?option=com_content&task=view&id=47&Itemid=39