Bugün, A. Ertuğrul Timur'dan ikinci e-postayı aldık...
Son derecede nazik olmaya çalışan bir biçemle kaleme alınmış bir yazı olan bu e-posta, somut durum değerlendirmesi yaptığından hoşumuza gitti...
Herşeye karşın; "Aptallar kişilerle, ortazekalılar olaylarla, zeki insanlar ise kavramlarla ilgilidir." (A. Ertuğrul Timur'un yaptığı alıntı...) sözlerini unutmadan!...
Olduğu gibi yayımlıyoruz:
"Sayın Hilmi Bulunmaz,
Açıklamalarınız, yanıtlarınız için teşekkür ederim. Tabii bir de tümüne yer verme nezaketinize de.
İnanın ben kendi sitelerimde kendim bugüne dek bu kadar vurgulu ve ana sayfadan bu kadar geniş yer almadım. Bu nedenle de teşekkür ederim.
Sanırım "isim özürlü" biriyim. Hani yolda bir arkadaşınıza rastlarsınız ve sizi ayaküstü yanındaki üçüncü kişiyle tanıştırır ya.. Ben o sırada söylediği ismi asla dinlemem bile. Ne de olsa bformalite bir tanıştırmadır ve belki yaşamınız boyunca bir daha asla karşılaşmayacağınız birinin adını neden aklınızda tutasınız. Eğer ki bu karşılaşmalar artacaksa zaten nasıl olsa öğrenilir.
O kadarla da bitmiyor. Bazan en yakın arkadaşlarımın dahi ismini unuturum. Yüzüne bakıp "Senin adın neydi yahu?" dediğimde şaka yaptığımı sanırlar. Bazan da hafızamdaki yazarlar, şairler, ünlüler adlarıyla, soyadlarıyla birbirine girer Walter'ler, Günraff'lar,Orhan Kemal'ler yada Kemal Tahir'ler birbirine giriverir. Hoş bir şey değil elbette. Kaldı ki bir de kamuya açık alanda yazılar yazıyorsanız hiç hoş değil.
Ama yazılarımda genellikle isim, özne kullanmamam unutkanlıktan değil bir tercihtir. Bakın asla birinden yada birilerinden korkmak değil, Başbakana, Kültür Bakanına birebir eleştiri yöneltirken herhangi birinden korkacak değilim. Kırmamak için de değil zira en yakın dostlarım da bilir gerektiğinde kıyasıya eleştireceğimi.
Peki o halde neden?
Çünkü bazan kendi yaşanmışlıklarımdan da yola çıksam da bilirim ki bu olay kişiye özgü değildir bu kişiler değişip benzer olaylar yaşanabilir o halde kişiye özel yazarsam bir tek kişiyi deşifre etmişolurum yada bir tek kişiyi eleştirmiş olurum.
Ama genelleştirerek benzer yanlışlıklar yada tavırlar içindeki kişileri tümden eleştirmiş olurum. Böylece herkes kendi çevresinde gördüğü benzer davranıştaki kişilerle bu nitelemelerimi özdeşleştirebilir. Belki biraz karışık anlatım oldu. Örnekleyeyim. Benim yazımda söz ettiğim cümlelerden birini buraya alıntılıyayım:
Onların (CHP'li belediyelerin) kültür sanata yakın olma anlayışı Kültür Sanat birimlerinin başına sanat dünyasından itibarlı ve sükseli bir ismi getirtip vitrin yapmaktan ibaretti. Bu elit isimse kendi yada yakın çevresi dışındaki çalışmalara çok da fırsat verecek türden birisi değildi. Yani yine kitlesel değil yine elitist bir yaklaşım.
Bu cümlede benim karşımdaki kişi Beşiktaş Belediyesi Sanat danışmanı Zeliha Berksoy'dur. Bakın çekinmeden telaffuz ediyorum yayınlayabilirsiniz dilerseniz.
Peki neden ben Zeliha Berksoy'u yazmak yerine genelleştirdim?
Çünkü isim yazsaydım sorun sadece Zeliha Berksoy'un orada oturtulmasıymış gibi algılanabilirdi. Sanki Zeliha hanım ordan giderse bu sorun da bitecekmiş gibi kişilere bağlanabilirdi. Oysa Zeliha hanım gider Müşfik bey gelir, yada orada bu kişi Zeliha Berksoy'dur başka bir yörede başka bir alanda başka biridir.
Bana göre isim verirsem sadece bir kişiyi mahkum ederiz, genelleştirerek kişiyi değil tüm bu duruma sebebiyet verenleri yada kişileri, genel durumu mahkum etmiş oluruz. Hani ünlü bir söz vardır "Aptallar kişilerle, Ortazekalılar olaylarla, zeki insanlar ise kavramlarla ilgilidir" belki de bunu en güzel bu söz açıklıyor.
Beni Beşiktaş Belediyesinin sanatın başına elit bir isim olan Zeliha Berksoy'u oturtması ilgilendirmiyor, Beni Beşiktaş Belediyesinin o makama seçkin, elit bir sanatçı oturtması olayı da ilgilendirmiyor, Beni kendisine sosyal demokrat diyen kesimin kitlesel sanatı değil kişilere bağlı elit sanat anlayışını destekliyor olması ilgilendiriyor. Zaten yazımın bütününü okuduğunuzda da bunun vurgulandığı görülecektir.
Eğer öğrenmek istediğiniz yine de hangi atıfı kime yada kimlere istinaden yaptığımı tek tek yazabilirim. Ama dediğim gibibana göre isimler değil durumlar daha önemlidir.
Umarım yeterince açıklayıcı olabilmişimdir.Siz beni dikkate alıp eleştirdikçe bende kendimi yeterli açıklamayı yapmakla yükümlü sayacağım.
İlginize yeniden teşekkürler, saygılar..."
A. Ertuğrul Timur