6 Mart 2007 Salı

Yeni tiyatro dergisi "OYUN" çıktı

"Toplumcu tiyatroyla ilgili bir şey..." anlayışıyla yayımlanmaya başlanan OYUN dergisi, sonunda çıktı...

Kanıksanmış, alışılmış, çürümüş, küflenmiş, halka güvenmeyen, finans kapitale güvenen, banka ve sigorta şirketlerinin sürüklediği "kültür merkezi" denilen yapay ve sentetik mekanlardan beslenen dergilerin karşıtı olarak çıkan OYUN, burjuva tiyatrosunun oyununu bozmak için yayımlanıyor...

Tiyatro sanatını kirleten eleştirmenlere sayfalarını açmaya niyetli olmayan OYUN, akademik zırhlarından başka yitirecekleri/güvenecekleri şeyi olmayan insanların, kapitalizmi güzelleyen yazılarından uzak duracak!..

Amacımız, onların yaptığı gibi, sansür uygulamak değil!.. Ne zaman ki, halkın, gerçeği öğrenmesi için çaba harcarlar, tabii ki, onların yazılarına da yer verebiliriz...

Gerçek OYUN dergisinin bu sayısında şu yazılar yer alıyor:

- OYUN BAŞLARKEN - HİLMİ BULUNMAZ
- YOLCU / UYARCA - CEMAL BULUNMAZ
- "ÇIĞ" ASLINDA NEDİR, NEYİ SARSIYOR? - COŞKUN BÜKTEL
- DEĞER Mİ, DEĞMEZ Mİ? - HİLMİ BULUNMAZ
- TİYATRO KURSU PİYASASI HAREKETLENDİ - HİLMİ BULUNMAZ
- MERHABA MUHALEFET - ÖZGÜR BAŞKAYA
- DENİZ TANRILARI KONUŞUYOR - SAMSATLI LUCIAN / CEMAL BULUNMAZ
- BİR KLASİK: ZORBA - HİLMİ BULUNMAZ

Şimdi de gerekçelerimizi sunalım:

- OYUN BAŞLARKEN adlı yazımız, herşeyden önce, klasik bir yayın başlatma mantığıyla kaleme alındı. Bunun yanı sıra, sahte OYUN ile gerçek OYUN'un birbirine karışmasını önlemek istedik!..

- YOLCU / UYARCA oyun eleştirilerini, daha önce http://www.tiyatronline.com yayımlayan Cemal Bulunmaz; geniş kitleye ulaşmak ve yazıların kalıcı olmasını sağlamak için dergimizde de yayımladı...

- "ÇIĞ" ASLINDA NEDİR, NEYİ SARSIYOR? adlı, Coşkun Büktel'in; itiraz edilemez, "iki kere iki dört" denli yalın ve anlaşılır yazısını, Internet ortamının dışında da "yaşaması" için yayımlanmaya değer gördük... Türkiye'nin oyun yazarlığının, ne denli pespaye bir durumda olduğunu serimleyen yazı, salt, Tuncer Cücenoğlu'nun düzeysizliğini değil, tümel olarak ülkemizin "dramatik yazarlık"tan ne denli uzak olduğunu kanıtlayan çok önemli bir belge niteliğinde olduğundan, ısrarla üzerinde durularak gündeme getirildi...

- DEĞER Mİ, DEĞMEZ Mİ? ise, Mustafa Demirkanlı'nın; ne denli bir açmaz içerisinde olduğunu ve dergisi TİYATRO...TİYATRO'nun iflasın eşiğine gelmesinin irdelendiği önemli bir yazı olduğundan yayımladık...

- TİYATRO KURSU PİYASASI HAREKETLENDİ yazısını, MitosBoyut yayınlarının da tiyatro kursu başlattığını öğrendikten sonra, bu kurs özgülünde, yetkin olmayan kişi, kuruluş ve kurumların tiyatro eğitimini, eline yüzüne bulaştırmalarını irdelemek için kaleme aldık ve yayımladık...
- MERHABA MUHALEFET adlı yazıyı, Özgür Tiyatro'nun genel sanat yönetmeni Özgür Başkaya kaleme aldı... Diğer tiyatro topluluklarından farklı ve doğru yerde duran Özgür Tiyatro, hakkımızda yapılan tüm dedikodulara karşın, bize ve sosyalizme yakın duran bir tiyatro olduğundan, kaleme aldıkları yazıyı önemsedik ve yayımladık...

- DENİZ TANRILARI KONUŞUYOR ise, yüzlerce yıl önce kaleme alınan ve günümüzü hiç de aratmayan sağlam bir metin. Samsatlı (Adıyamanlı) LUCIAN tarafından kaleme alınan ve yetkin bir dille; Cemal Bulunmaz tarafından Türkçe'ye kazandırılan bu metin, ilk kez dilimizde okunacak olmanın ayrıcalığını "yaşayacak"... Özellikle, tiyatro dünyasındaki; dedikodu, şantaj, yalancılık, "vasi tayin edicilik", ayak kaydırmacılık, sadaka isteyicilik... durumuna uygun bir dille kaleme alınmış olan metin, "Tanrılar'ın da dedikodu yapabileceğini" anlaşılır bir dille sunuyor...

- BİR KLASİK: ZORBA; Nikos Kazancakis'in ölümsüz romanından sinemaya uyarlanan ve aynı adı taşıyan filmin, tiyatral havasının ivmelendirdiği bir duyguyla kaleme alındığından, dergimizde yer aldı...

32 sayfa, kuşe kağıda ve sadece 1 TL'ye satışa sunulan dergimiz, şimdiye dek; insanları, seçeneksizlik nedeniyle, "yolunacak kaz" olarak gören Perde Önü'nde banal, Perde Arkası'nda sanal yayın yapan tiyatro esnafı yayıncılarının anlayışına karşıt bir yapılanmayla okura yaklaşıyor...

Türkiye tiyatrosunu çürüten, küflendiren mantık neyse; aynı mantık, yayıncılık dünyasında da çürüme ve küflenmeye neden oluyor... Bu çürüme ve küflenmeye set çekebilmek için savaşım vermeye kararlıyız...