5 Mart 2007 Pazartesi

Oyun başlarken...

Sonunda, oyunun sonu geldi... Şimdiye dek; kanıksanmış, düzeysiz, donanımsız bir anlayışla yayımcılık yapan tiyatro dergilerinin pabucunu dama atacak dergimiz OYUN çıkıyor...

Türkiye halkının hakettiği bir anlayışla yayımlanacak olan OYUN, hiçbir egemenin kölesi olmayacak... Köleleştirilmeye direnecek... Köleleşeceğini sezdiği an, kendini imha edecek...

Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları, finans kapitalin kültür merkezlerinin sesi olmayacak OYUN; emek cephesinde mücadele verip, emeğin iktidarına giden yolun taşlarını döşeyecek...

Çürümüş, küflenmiş, içi kof... tiyatronun eleştirmenlerine sayfalarını açmayacak olan OYUN, gücü yettiği denli, yeniden ve ileriden yana kavgadaki yerini alacak...

Sosyalizmin moda olduğu dönemlerde yayımcılık yapıp, 12 Eylül Faşizmi'nin ertesi günü, finans kapitalin düşlerine meze olan dergicilerin, bizlere bıraktığı "mirası" çok iyi duyumsayan dergimiz OYUN, yapay ve sentetik "duyarlılık" ile gündeme gelen OYUNcukları da karşısına alacak...

Devlet Sadakası'na teslim olan tiyatroların ipliğini pazara çıkarmak için, özel bir çaba harcayacak olan OYUN, ülkemiz insanlarını oyuna getirmek isteyenlerin artniyetlerini, sürekli olarak ameliyat masasına yatıracak...

Dünya halklarının ürettiği tiyatro yazını ve deneyimlerini, sayfalarına taşıyacak olan OYUN, dünyanın değişebilirliğini vurgulama göreviyle yayımlanıyor...

İstanbul Kültür Dükalığı'nın emrinde görev yapmayı reddeden OYUN, akademik ünvanlarına sıkı sıkıya sarılıp, bir zamanlar gördükleri düşün rantıyla yaşayanları, acımasız bir dille eleştirecek...

Devlet Tiyatrolarını ele geçirip; bu kurumu "Olmayan Kadın", "Savaş Yorgunu Kadınlar", "Çığ" gibi oyunlara mahkum eden gericileri yerden yere vuracak olan OYUN, örnekse Theope gibi oyunların gündemden düşmemesi için yoğun çaba harcayacak...

Her yerel yönetimi ele geçiren çıkar grubunun; borazanı olmanın ötesine geçememiş İstanbul Şehir Tiyatroları'nın idare-i maslahatçı tavrına karşı, muhalif gücüyle bindirme yapacak olan OYUN, reklam pastasına göz dikmeyip, "bir hırka bir çorba" anlayışıyla hareket edeceğinden, kimsenin çanağını yalayan köpek durumuna düşmeyecek...

Internet ortamının "sanal evrenine tutsak" olarak yaşamını sürdüren tiyatro sitelerini de eleştiri oklarıyla vuracak olan OYUN, hiçbir çıkar grubuna ait olmayacağından, bağımsızlığının verdiği güçle, özgürlüğünün keyfini yaşayacak...

Kendini, emekten yana gönül düşüren tiyatro sanatçısı olarak gören herkesin dergisi olacak OYUN; şimdiye dek yapılan ve hala yapılıyor olan tüm tiyatral işleri, sonuna dek irdeleyip, eleştirecek...

Böyle bir yayına gereksinim var mı?.. Tiyatro...Tiyatro dergisi, Tiyatral İstanbul dergisi, Sahte OYUN dergisi ve bunların izdüşümü olan; Perde Önü'nde banal, Perde Arkası'nda sanal yayıncılık yapanlara göre, böyle bir yayına gereksinim yok!.. Hatta, böyle bir yayının gün yüzüne çıkmaması için; tüm sahtekarlıkları, şantajcılıkları, ispiyonculukları, "vasi tayin edicilikleri", Burak Caney adlı Internet Teröristi'ni üzerimize salan Frankeştayncılık'ları... ile "kararsızlık" oluşturma odaklarına göre, böyle bir yayına gereksinim yok!.. Halkın balık hafızalı olduğunu sanan odaklara göre, böyle bir yayına gereksinim yok!.. 12 Eylül Faşizmi'nin "Korku ve Sefaleti" ile ayakta durmaya çalışan kitipiyoz tiyatroculara göre, böyle bir yayına gereksinim yok!.. "Devlet Sadakası"na el açmaktan başka edimi olmayan tiyatro patronlarına göre, böyle bir yayına gereksinim yok!..

Özdemir Nutku, Yücel Erten, Tamer Levent, Nezihe Araz, Kenan Işık, Ayşegül Yüksel, Sevda Şener, Zeynep Oral, Zehra İpşiroğlu, Ayşın Candan, Dikmen Gürün, Atilla Sav, Vedat Akdamar, Gülsün Odabaş, Hasan Anamur, Sibel Arslan Yeşilay, Cengiz Özek, Tijen Savaşkan, Yeşim Özsoy Gülan, Aylin Ersöz, Talin Büyükkürkçiyan, Ilgın Sönmez, Kamil Masaracı, Filiz Elmas, Zeynep Aksoy, Handan Salta, Müşerref Öztürk, Beliz Güçbilmez, Selen Birkiye, Nihal Kuyumcu, Aziz Sarvan, Ali Taygun ve binlerce tiyatrocuya göre, böyle bir yayına gereksinim yok!..

Halkın tiyatro temsilcisi olarak ben ve halkın estetik bilince gereksinim duyacağına olan inancına sahip biz, böyle bir yayına gereksinim duyuyoruz...

Statükodan beslenen, sadakaya alıştırılmış tiyatro dünyasının çürüyen yanına müdahale etmek için yayına başlıyoruz...

Haydi, OYUN başlıyor!..